Birşeyi, herhangi birşeyi güçlükleri aşarak haketmek gibisi yoktur şu hayatta.

1asenol

.

Birşeyi, herhangi birşeyi güçlükleri aşarak haketmek gibisi yoktur şu hayatta.

“Tekamülün önündeki en büyük engel

eskilerin “ülfet” dediği şey.

Herşeye fazlasıyla ALIŞMA,

hiçbirşeye ŞAŞIRMA-ma hali…

Geldik gidiyoruz yılmışlığı…

 Kurulu düzenlerimizin içinde yattığımız

müebbet hapsimiz…

Sabah kaçta kalktığın bellidir…

Gece de kaçta yattığın…

O akşam TeVe’de ne izleyeceğin belli…

Kahvaltıda ne yiyeceğin…

Gece yatarken ne giyeceğin…

 İşe hangi yoldan gideceğin…

Gelirken de nerede sıkışıp bekleyeceğin…

Yuvarlanıp gittiğin bu dünyada;

 Aynı bu şekilde;

Pijamalarının nerede durduğu gibi nettir,

neye inandığın,

hayatı nasıl algıladığın…

Bana sorarsanız dünyanın en zor kararı;

Alabildiğine monoton bir hayatın içinde

 KİŞİSEL DEVRİMLERE İMZA AT-abilmektir.

OL-sun. En zor OL-an,

aynı zamanda en tatlı OL-andır.

BİR-şeyi, herhangi BİR-şeyi güçlükleri AŞ-arak

haketmek gibisi yoktur ŞU HAYATTA.

Suyun lezzeti DEĞİŞ-mez.

Ama SEN-in ondan aldığın lezzet DEĞİŞ-ebilir.

Terli terliyken içtiğin buzzz gibi su mesela…

Hatırlatırım;

Tanrı’nın doğum günü

KİŞİSEL GELİŞİM KİTABI DEĞİL,

KİŞİSEL DEVRİM KİTABIDIR.

HERKES BİLSİN VE SONRADAN ŞAŞIRMASIN.

NELER OLUYOR BANA DEMESİN.

BU BİR GELİŞİM YOLCULUĞU FALAN DEĞİLDİR.

BU RADİKAL BİR DEVRİMİN İLK İSTASYONUDUR.

Sizi bilmiyorum ama benim sallana sallana,

ay acaba böyle mi, ay acaba şöyle mi’lere

ayıracak vaktim hiç yok.

Çat, çat, çat. Bitti.

Birşey ya doğrudur ya yanlıştır.

 “Hele bi dur da sonra bakalım”larla

VAKİT KAYBETME-nin manası yok.

YAPACAKSAN, hemen YAP.

YAP-amayacaksan da YAP-amıyorum de,

 en azından kendine yalan söyleme.

Bu bile bir adımdır.

MUTLU OL-mak istiyorsan,

DEVRİM YAP-maya gönüllü OL-acaksın.

DEVRİM YAP-mak istiyorsan,

kılıcını kınından çıkartmaktan KORKMA-yacaksın.

KENDİNİ-mi GERÇEKLEŞTİR-eceksin?

Bu mudur kararın?

O zaman bu yolda karşına çıkan

kimsenin gözünün yaşına bakmayacaksın.

Hem devrim yapiim, hem kimseyi kırmiim.

Üzgünüm, böyle hibrit bir devrim modeli yok.

Ardımızda kırgınlarımız, muhtaç kalanlarımız

hatta kötü konuşanlarımız olacaktır.

Herkesi memnun ediim,

bu sırada da kendimi gerçekleştiriim…

 Herkes bilsin, böyle bir tekamül yolu da yok.

KADERİMİZİ BELİRLEYEN,

SEÇTİKLERİMİZ DEĞİLDİR.

KADERİMİZİ BELİRLEYEN

VAZGEÇTİKLERİMİZDİR.

Neleri geride BIRAK-acağını,

kimlerle VEDALAŞ-acağını biliyorsan artık,

 tamamdır bu iş, YOLUN AÇIK olsun.

VAZGEÇ-men gerekenden hele bir vazgeç…

Yerine GELECEK OL-an seni bulacaktır zaten.

Evet bu yol, kişisel bir devrim yoludur.

 Bir düşün…

Ruhunun ormanları tutuşmuş.

Çatır çatır yanıyor herşey birer birer.

 Ne yapacaksın?

Tabi ki su sıkacak, alevleri suda boğacaksın.

Mümkün olan en tazyikli suya ihtiyacın var.

Sonuna kadar açacaksın muslukları.

Unutma, bahçe sulamıyorsun sen.

 Tutuşturulmuş ağaçlarını hayata döndürmeye çalışıyorsun.

Ya üzerime su sıçrarsa, ya ıslanırsam…?

Geç bunları.

Üzerine ateşin sıçramasından iyidir.

“Sevgiyi hayatımızda hâkim kılmaya çalışıyoruz ya.

Bu bazen bizi yanıltıyor.

Hayatımızda korkuyu hâkim kılmaya çalışanları bağrımıza basacağımız anlamına gelmiyor bunlar.

SEVMESİNİ DE BİLECEKSİN,

ELİNİN TERSİYLE İTMESİNİ DE BİLECEKSİN.”

“ERKEKSEN, Erkeklik adına

duyarsız HANZO-nun teki OLMA-yacaksın.

Dişi karakterin

Sevgi RENKlerini de barındıracaksın üzerinde.”

 

“KADINSAN, Dişilik adına ÇITKIRILDIM

Hanfendinin teki de OLMA-yacaksın.

Erkek karakterin

Delikanlı RENKlerini de barındıracaksın üzerinde.”

 

 SEN-den iyi seven OL-mayacak.

Yeri geldi mi SEN-den iyi çifte atanı da OL-mayacak.

Dikkatli olacaklar konu SEN OL-duğunda.

Çok iyidir ama tersi de çok fecidir diyecekler.”

DEVRİMCİ OL-mak isteyen herkes

biraz KEDİ gibi OL-acak.

Esnek, SEVGİ DOLU, dertsiz, tasasız

belki uyuşuk ama da yeri geldiğinde alabildiğinde tırmıklı…

Bir arkadaşımın Petshop’u var.

Çok hayvansever biridir,

hayvanseverler derneği gibidir dükkanı.

Köpekbalığı yavruları vardı deniz akvaryumunda

bir önceki gidişimde.

İlk defa kızdım ona içimden ama

 hayran hayran da izledim, muhteşemlerdi.

En ilginci de köpekbalıklarıyla ilgili anlattıklarıydı.

Özgürlüğüne en düşkün hayvanmış köpekbalığı.

 Denizde yakalanıp, akvaryuma alındıklarında

yemekten içmekten kesilirlermiş.

Eliyle besliyordu bu yüzden…

Havuzdan sıçrayıp, 15-20 metre sürünerek

 denize ulaşanları varmış.

Bunları anlatmıştı geçen gidişimde.

Bugün gene uğradım.

Köpek balığın nerede? dedim.

Gece intihar etmiş dedi…

Akvaryumun tepesindeki ağaç kaplamanın

birkaç santimlik aralığından kendini dışarı atmayı başarmış.

Belli ki bunu denize ulaşmak için yapmış.

Kilitli ve sahilden çok uzakta bir dükkanın içinde…

 Ama en azından denemiş köpekbalığı.

Denemiş ve kendini gerçekleştirerek can vermiş…

Herkes biraz da KÖPEKBALIĞI OL-malı şu hayatta.

KENDİNİ KABUL ET-tirmeli onun gibi.

Aynı onun gibi;

“Bunlar akvaryumda beslemeye gelmiyor” dedirtebilmeli.

Akvaryumları japon balıklarına bırakmalı,

ÖZGÜR SULARA AT-malı KENDİNİ.

Herşeyi yaptım, elimden geleni yaptım diyebilmeli.

Denemenin şerefini yaşamalı doya doya, kana kana…

Şu kurulu düzen hapishanesinden kaçmanın

bir yolunu bulmalı insan.

Kaçabildiği kadar uzağa gidebilmeli.

Sen dene, cesaret et

bak Tanrı seni arkadan nasıl ittiriyor.

Ama önce sen dene ve cesaret et.

Hiçbirşey yapamıyorsan evinin şeklini değiştir.

İşe farklı yollardan git.

Dolmuşla gidiyorsan minibüse bin.

Minibüsle gidiyorsan da otobüsü bir dene.

Duvarlarının rengini değiştir.

Okuduğun gazeteyi değiştir.

Hatta okumamayı, başka kanallarla

hayatı gözlemeyi dene.

Birşeyler yap,

hayatın sabit birşey olmadığını göster kendine. 

Bak o zaman devrim yapman çok daha kolay olacak.

Hareketli bir hayatın içinde, Soracağın soru;

HERŞEY DEĞİŞİYORSA, SEN NİYE DURUYORSUN?”dur.

Herşey mezarlık gibi durağansa, sabitse;

 “Sen ne halt ediyorsun, otur oturduğun yerde”

dersin kendine.

Halılarını kaldır ve silkele biraz.

Bak bakalım gerçekteki rengi neymiş?

Kedi OL, köpek-balığı OL…

Ne OL-ursan OL, kendin OL…

Bedeli ne OL-ursa OL-sun kendin OL…

Ramazan’ı bu yüzden seviyorum ben.

Kurulu düzenin, yemen, içmen,

 uykun, işten çıkışın herşeyin…

Bütün düzenlerini altüst ediyor.

Sofraların değişmezi ekmek bile değişiyor;

Pideye DÖNÜŞ-üyor.

“Ekmek olmaktan vazgeç biraz da pide ol” diyor sana,

dile geliyor yıllardır başına oturduğun o masa.

Hoşgeldin;

Ya “Devr-i Ramazan”…

sevgiyle

buRAK özDEMİR

KADİR GECESİNE HAZIR MISIN?

Farkında olmak için

LEVH-İ MAHFUZ ile buluşmalısın.

http://www.izmirliahmetkaya.com/kadir-gecesine-hazir-misiniz/

https://www.youtube.com/watch?v=htWd81R_F2w&feature=share

.

www.izmirliahmetkaya.com

.

BİR KİTAP HAYAL EDİN

İÇİNDEN SONSUZLUĞUN KİTABI ÇIKSIN.

www.dogumgunu.com.tr

www.kur-an.com

www.tanrinindogumgunu.com

.

Comments are closed.