*Yeni Nesil İstiklal Marşı*

.

Yeni Nesil İstiklal Marşı ÖNSÖZ

.

http://www.tanrinindogumgunu.com/yeni-nesil-istiklal-marsi-onsoz/

Okullarımızın duvarlarını iki çerçeve süsler.

Biri Gençliğe Hitabe’dir.

Diğeri İstiklal Marşımız

Sağdaki çerçeve -veya tersi-,

ülkeyi gençliğe emanet eder,

emanetin muhattabı gençlik ise soldaki çerçevedeki İstiklal Marşı’nı anlayamaz.

Kurucu Meclis ilk duyduğunda ‘bir daha bir daha’ dediğinin üzerinden

kuşaklar geçmiştir.

Herşeyden önce, bir harf ve beraberinde dil devrimi geçirmiştir Türkiye.

Hoşunuza gitsin ya da gitmesin,

tüm dünyada genç kitleler, farklılaştırdıkları,

kendilerine özel hale getirdikleri kendi anadil versiyonlarını konuşur.

Bizimkiler de birbirlerine ‘Naber abi?’ diye seslenirler.

‘İyilik kanka’ diye cevap alırlar.

Marşımızın muhteşem dizeleri ise ‘Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar’ diye yazışmaktadır.

Ya da ‘Her cerihamdan boşanır ilahi kanlı yaşım’larla coşturur orta ve üzeri yaştaki vatandaşlarını.

Oysa sağdaki çerçeve ‘Orta ve Üst yaşlardaki Türklere Hitabe’ değildir.

Cumhuriyet, geleceği yaratan kitlenin gençlik olduğunun farkında olan bir bilincin eseridir.

En azından kuruluş yıllarında.

Sağ ve sol çerçeve arasındaki bu iletişimsizlik,

ülkemizi ‘eşsiz’ hale getiren ikilemlerden biridir.

Ve önemli bir tanesidir.

Ülkelerin vatana dönüşebilmesi için dozunda-kararında bir milli bilinç olmazsa olmazdır.

Milli marşlarsa, bu bilincin temel taşıdır.

Kitap okuma konusunda aşırıya giden insanlarımız,

tanıştıkları türlü türlü bilincin arasında,

milli bilincin ne kadar önemli birşey olduğu bilincini zamanla kaybederler.

Dünyada o kadar bilinç türleri varken,

bu milli bilinç dedikleri ‘militarist kokulu öğretiler’

çok ilkel gelir kimilerine.

Türkiye’nin yaşadığı son 10 sene,

itiraf edilsin edilmesin, milli bilincin,

modern yaşamın nasıl bir olmazsa olmaz’ı olduğunu göstermiştir herkese.

Bayrak sadece savaşların sembolü değildir.

Gerçek bayrak, sallandığında vatanına barış yayandır.

İstiklal Marşımız daha önce de yazdığım gibi,

ilahi bir ilhamla yazılmış muhteşem bir metindir.

İçinde ırk adı geçmeyen, toplumumuzun özgürlük şarkısıdır.

Güftesinin bestesini anlaşılmaz hale getirmesi konusuna ise hiç girmeyeceğim.

Şiirin kendi vurguları ile, şarkının duraklarının hemen hiçbir bağlantısı yoktur.

İstiklal Marşımızın, ona en çok ihtiyacımızın olduğu bu günlerde

onu sembolik olarak okumanın dışında,

bir anlam olarak ondan güç alamıyoruz ve dolayısıyla ona güç veremiyoruz.

Bayrağımızın rengi kadar acil günler geçirdiğimiz şu en kritik dönemlerimizde.

Onu günümüzün diline uyumlamaya karar verdim.

İstiklal marşımızı açtım, okumaya başladım ve sorunun bir dil çok ötesinden olduğunu farkedince omuzlarımın biraz çöktüğünü ifade etmeliyim.

Ne yazık ki, konu sadece bir dil sorunu değildi.

Parçalara bölünmüş Türkiye toplumunu 360 derece kavrama konusunda sıkıntılarımız vardı.

Elbette ki bu İstiklal Marşımızın değil BİZİM bölünmüşlüğümüzün doğurduğu bir sorundu.

Ve bazı konularda da çağı yakalama konusunda doğal sıkıntılar vardı.

Merhum Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, ki onu huzurlarınızda kısaca hiç kullanmadığım bir literatürler Üstat olarak anacağım.

Üstat, muhteşem metninde medeniyetten, ‘Tek dişi kalmış canavar’ diye bahsediyordu.

BİZ ise yönünü muassır medeniyetler seviyesine çevirmiş bir ulustuk.

Üstat elbette ki orada bir sanatlı bir göndermede bulunuyordu.

Fakat kitlelere hitab eden bir metin, kitleler nezdinde yankılanırken

medeniyetten canavar olarak bahseden bir metne dönüşüyordu.

Eh canavar gibi gördüğü bir düzleme ulaşmak için de fazla çaba sarfetmeye gerek kalmıyordu.

Bunun gibi çeşitli anlam kaymalarıyla karşı karşıyaydık.

Marşımızın, olması gerekenden biraz daha fazla dindar bir imaj vermesi de bir başka konuydu.

Bu durum marşa, en fazla sarılan kesimin muhafazakar kesim olmasını da açıklıyordu.

Toplumumuzun laik yanı, sert ve farklı vurgular oluşturan bir biçimle okuyarak dağıtmaya çalışıyordu bu havayı.

Şüphesiz ki İstiklal Marşı bugün yazılmış olsaydı,

her kesime eşit mesafede duran bir zeminden yükselmek zorunda olacaktı.

Üstat Mehmet Akif, bugün yaşasaydı, bugünün metnini daha farklı yazacağından eminim.

Emin olduğum bir diğer şey, bunu çok da güzel yapardı.

Daha fazla uzatmadan sadede ulaşıyorum hemen.

Ben buRAK özDEMİR olarak Yeni Nesil İstiklal Marşı’nı kaleme aldım.

Sivri uçlarda gezen bir metindir.

Tüm sorumluluğu tarafımca üstlenilecektir.

Malum şahsın varlığı olmasaydı, bu metni yazacak hırsı bulamayacağım açıktır.

O yüzden malum şahıs da, metnin içinde, bu yolu izleyebilecek tüm müstakbel malum şahıslar da,

metin içinde oturması gereken yere oturmuşlardır.

100 kere okudum. Ve beni yakalayabildiğini farkettiğim anda bunu paylaşmaya karar verdim.

Bu kadar milli ve mukaddes bir metnin güncellenmesi, tek bir kişinin altından kalkabileceği birşey asla olamaz.

Sizlerin de okurken, bu kalkışmaya destek vermeniz gerekecektir.

Yazarken gösterilen gayretin, dilin tüm sınırlarını zorlamanın,

okuma aşamasında da bir karşılığının olmasına ihtiyaç büyüktür.

Eskisi orada duruyor ve hiçbir yere gittiği yok.

Buna ikinci bir düzlem daha oluşturulmak isteniyor ve burada önyargılardan uzaklaşarak,

metne en azından bir şans vererek yaklaşmanın elzem olduğunu belirtiyorum.

İçimizde her yeni kalkışmaya, ‘bu ne be?’ diye karşılık veren bir içgüdü vardır.

O içgüdüyü kontrol altına alırsanız, işte o zaman gerçekten başarılı bir değerlendirme yapabilirsiniz.

Bu noktada,

Dombra’ların yeni müstakbel milli ‘marşımız’ olacağı 2023’lerin kıyısında gezindiğimizi hatırlatırım herkese.

Elbette ki metin de kendisine uzatılan eli, başarılı bir metin olarak tutmak zorundadır.

Ben öyle olduğunu umuyorum.

Beğenme ve beğenmeme özgürlüğünüze müdahale etmemek adına kesin ifadeler kullanmıyorum.

Ben kesinim, o kadarını söyleyebilirim.

Eski hali elbette ki, muhteşem bir lirik akış içinde gidiyordu.

Şimdi ise bir dil değişikliği ve daha önemlisi,

kelimelerin lirik geometrisini değil anlam ifade edebilmeyi, iletişimi ve ihtiyaçlarımızı

önplana alan bir anlayışa geçiliyor.

Metin size o sıcaklığı veriyorsa,

10 kere mümkünse 100 kere okuyun derim.

Sesli okuyun hatta. Paylaşın, okutturun.

Ve mutlaka bu önsözle birlikte.

Sizi yakalamaya başladığını farkedebilirsiniz..

sevgiyle,

Hayırlı olsun.

http://www.tanrinindogumgunu.com/yeni-nesil-istiklal-marsi-onsoz/

.

YENİ NESİL İSTİKLAL MARŞI

Korkma! Sönmez bu ufuklarda yükselen en kırmızı bayrak,

Sevgiden yurdumun üstüne titreyenlerin hep üstünde olacak

O ülkemin birleştiren yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o BİZİM, hepimizindir ancak.

Asma, kurban olayım, yüzünü ey nazlı yeniay

Güzel insanıma bir gül; ne bu öfke, bu öcalmalar

Sana olmaz dökülen terlerimiz sonra helal…

Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,

Hangi DESPOT bana zincir vuracakmış? Şaşarım.

Delirmiş volkan gibiyim, kendime sığmam taşarım

Yırtarım dağları, sınırları tanımam, aşarım.

Yerküreyi sarmışsa teknolojiden siber-duvar

Benim fikirlerle dolu yaratıcı parlak zekam var

Dolusun, korkma! Bu millet küllerinden yeniden doğar,

Ne plan yaparsa yapsın, tek işi kalmış canavar!

Arkadaş! Yurduma vasatları uğratma sakın,

Siper et yeteneklerini, dursun bu vasıfsızca akın.

Doğacaktır sana vadettiği günler haklılığın

Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri “arsa” diyerek geçme, tanı,

Düşün altındaki binlerce ‘bedelsiz’ yatanı.

Sen insanoğlusun, yazıktır, yok etme doğanı,

Grileştirme, dünyaları alsan da bu rengarenk vatanı

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Gezi’nin toprağından fışkıracak sıksan şüheda,

Canı, cananı, tek gözümü alsın da bu dava

Gençliğime dokunmasın gözü dönmüş cühela!

Ruhumun senden İlahî, şudur ancak hayali:

Değmesin şu cennet ülkeye cahilin eli

Din, Allah, Peygamber, bil ki başım üstüdür yerleri

O ezanlar ki ebedî yurdumun üstünü BAYRAĞIMLA süslemeli.

O zaman AŞK ile secde eder, sırtımda taşırım

Her camiadan Aleviyi, marjinali, Kürdü ve azınlığı

Fışkırır görünmez ruhum, uyanır, ayağa kalkarım

İşte O zaman yükselir, arşa değer, şu bastırılmış başım.

Dalgalan sen de ufuklarda ey şanlı yeniay!

Olsun artık dökülen alın terlerimizin hepsi helal.

Ebediyen sana yok, kardeşe yok kırgınlıklar.

Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın özgürlük;

Hakkıdır, Hakk’a tapan GENÇLİĞİMİN İHTİLAL.

Mehmet Akif Ersoy / buRAK özDEMİR

.

BİR KİTAP HAYAL EDİN

www.dogumgunu.com.tr

www.kur-an.com

www.tanrinindogumgunu.com

.

.

Bir cevap yazın