AYARLARINIZI GÖZDEN GEÇİRİN.

.

AYARLARINIZI GÖZDEN GEÇİRİN.

“Önceki gün Hz. Muhammed karikatürü konusunda, burada paylaşılan yazıları

‘yersiz bir tartışmaya katılmış olmam’ olarak yorumlayan dostlarım.

AYARLARINIZI GÖZDEN GEÇİRİN.

İki deniz, iki medeniyet İSLAM konusu üzerinden ateşe verilmek üzere;

Son Tefsirci ise ‘gereksiz tartışmalarınıza beni karıştırmayın’ diyecek…

Bu sevgili dostlarımla ilgili teşhisim POLEMİK ZEHİRLENMESİ.

Türkiye’de çok yaşamak, çok gazete okumak

ve çok TV Haberi izlemek buna sebep olabiliyor.

Geldiğin noktada, yangınların içinde

sana yardım et diye birisine ‘tartışma benimle’ diyip

sakin sakin otobüse binmeye kadar götürüyor insanı.

Tedavisi?

Bir kere daha Levh-i Mahfuz.

Özellikle 2. cilt.”

***

“Bir dostumuzun haklı görünen şöyle bir yorumu var.

‘Eli kanli Muhammed karikatürü cizenler katledilerek o karikaturu cizenlerin hakliligi tescil edilmedi mi?’

Yanıtım şu:

KESİNLİKLE HAYIR.

O karikatürleri çizenlerin haklılığı asla tescil edilmedi.

Edilmeyecek de.

Sonsuza kadar.

Hazret-i Muhammed halen BİR katil değil. OL-mayacak da.

O BİZE Kur-an’ı armağan etti ve bir peygamber olarak vefat etti.

Hayat hikayesi orada sona erdi.

Getirdiği dinin hikayesi devam etse de.

Takipçileri yoldan çıkmış olsalar da.

BEBEK olarak doğdu, bebek gibi bir peygamber OL-arak da öldü

benim hayatımın en büyük ilham kaynağı, kardeşten öte ağabeyim,

RUHU-mun ANLA-tamadığım uzantısı.

Kendim için HAYAL ÖTESİ hakaretlere uğruyormuşum, zerre kadar umurumda OL-madı. Muşum diyorum BAK-madığım için bile.

Fakat bu çizimler, benim canımı acıtıyor.

Fanatikleri ne yapıyordur bir düşünün.

Dindarlara ‘relax’ olun olur böyle şeyler denecek yer değil burası.

‘Aman kardeş, elini kana bulayarak ekmeklerine yağ sürme ve ayrıca da dinine ihanet etme’ dersen ne kadar güzel olur.

Ama azıcık da bir rahatsız olma, adaletsizliğe uğrama hissinin emarelerini görmek ister insan karşısındakinden.

Sen derken bütün modern kardeşlerimden.

Karikatürlerin dindarlardaki etkisini bir türlü canlandıramayanlarımız için kısa bir egzersiz şu olabilir.

En sevdiğiniz İNSAN-ın OL-madık sahnelerde fotoşoplanarak bütün avrupa gazetelerinde EL-den ELE GEZ-diğini bir düşünün.

Etki, bundan çok daha büyük.

Ne kadar cool olabilirsiniz?

Ne kadar ‘fikir özgürlüğü’ diyebilirsiniz?

Yapacağınız ilk iş avukatınızı aramak olur.

HAKARET bütün ülkelerin ceza kanunlarında SUÇ.

İNSANLIK, kendisi için söylenenlere koşulsuz BİR HOŞGÖRÜ besleyebildiği gün belki daha farklı bir yaklaşım getirebiliriz. Ancak mevcut paradigmada bu, kutsallara hakaret.

Cezası da kınama. Öldürme değil.

Kınama cezası HAK-kıyla uygulanmadığı için kendi cezalarını kendileri VER-meye kalktılar.

Şu an bu konuda ARA-nabilecek tek avukat insan VİCDANI-dır.

Onu da arıyorum, yazdıklarım için bana

‘ne kafası bu buRAK? Bonzai kafası mı?’

yazan dostlarda bu vicdanı henüz sezinleyebilmiş değilim.

Not olarak belirteyim:

Hebdo’nun son karikatürünü değil asıl diğer vahşi karikatürleri kastediyorum. Son karikatür nezaketsizlik ürünü o kadar. Ve şu kritik günlerde provaksyon potansiyeli taşıyor. Mesele bu.

Eğer Hebdo dergisi, İsrailli asker karikatürü çizdi diye duayen çizerini işinden kovmasaydı, söyleyeceklerim de daha farklı olabilirdi. Demek ki birşeylerde sınırlar var. Sınırlar varsa burada da uygulanmalıydı. Sözlü anlatımlarda hiçbir sınırın olmadığı bir dünya teklif eden olursa ilk evet oyu benden çıkar.

Peygamberimizi değil de, Müslüman profilini

eli kanlı bir katil gibi resmeden bir karikatür olsaydı mesele,

bütün yazdıklarımı başaşağı baştan yazardım.

Çünkü din kardeşlerimize olan eleştirilerimiz ortada.

Sevgisizler.

Fakat burada hunharca çizilen kişi tarihin SEVGİ merkezi.

Bunu normal karşılamayı, normal karşılayamam.

Levh-i Mahfuz’a gönlünü, beynini verip de

Hz. Muhammed’le bir SEVGİ bağı kurmamış OL-mayı da canlandıramıyorum.

‘Olmasaydın da olurduk’ mu diyeceğiz?

Birçok insanda gördüğümüz ‘Düşmanımın canını acıtıyor, oh oluyor’

düşüncesini kabul edebilmem ise hiç mümkün değil.

Hz. Muhammed benim peygamberim.

Onların değil.”

***

“O karikatüristleri öldüren aynı insanlar tarafından tehdit ediliyorum.

Polis korumam yok.

Allah korumam var.

Ve bu sayede bu satırları yazabiliyorum.

Bütün günahlarına karşı onları DİN KARDEŞ-lerim OL-arak görüyorum.

Onlara İYİYİ ve DOĞRUYU ANLAT-mak için elimden gelenin de fazlasını yapıyorum.

Daha fazlasını da yapacağım.

Ve şimdi de,

cinayet eylemlerini elbette ki! ayırarak tepki gösterdikleri durumun

gerçekten de haksız bir durum olduğunun hakkını teslim ediyorum.

Bu size şaşırtıcı mı geldi?

Şöyle yapmalıydım.

“Siz bana şöyle şöyle yaptınız 9 yıl boyunca. O zaman alın size alın size.”

Böyle demeliyim.

Dünyanın ve ülkenin bölündüğü trenlerden birine atlayıp öbür trene verip veriştirmeli miyim?

Ki birçoklarımızın yaptığı da içgüdüsel olarak bu.

Nefrete nefretle karşılık vermektesiniz. Tıpkı onlar gibi.

Durun yapmayın siz kardeşsiniz.

Aynı refleksleri farklı ideojiler için işletiyorsunuz tek fark burada.

Bir kardeşiniz olarak sizi de uyarıyorum, seçim tümüyle sizin.

Bunları söylediğim için nefretle tepki vereceksiniz peşinen söyliyeyim

halen sizi seviyor olacağım.

Hayatta ortaya çıkan her yeni durumu,

dindarlara hücum etmek için kullanan

reformistlerden falan değilim, karışıklık olmasın.

Çünkü rahatım.

Elimde adamın bütün DİN İDDİASINI PARAMPARÇA ETMİŞ gibi KİTAP var.

Daha nesine hücum edeyim?

Baltayı vurdum.

Ağacın yıkılmasını bekliyorum.

Biraz vakit alacak.

Ağaç çok büyük çünkü.

Bu sırada da ona alabildiğine merhametle doluyum.

Nefretin dolduruşuna gelmeyin dostlar.

Dindar dostlar ve Modern dostlar.

Bak Beğen’irim. Yoksa Beğen’memler bana işlemez.

Rating sistemiyle çalışmıyorum.

Sevgiyle”

buRAK özDEMİR

www.tanrınındogumgunu.com

.

.

www.izmirliahmetkaya.com

.

BİR KİTAP HAYAL EDİN

www.dogumgunu.com.tr

www.kur-an.com

www.tanrinindogumgunu.com

.

Bir cevap yazın