BİR AN GELİR, BİR FİLM SEYREDESİNİZ YA DA

BİR AN GELİR, 
BİR FİLM SEYREDESİNİZ YA DA…

Hayat genelde,
bazı istisnalar hariç, berbattır.

Kendinizi bir kurban gibi görürsünüz.
Çoğumuz bu duyguyu taşır.
Hemen hemen hepimiz
güçsüz olduğumuz duygusuyla
dünyaya gelmişizdir.
Sanki dünya bizim dışımızda
dönüyor gibidir.

Her yerde kötü insanlar,
komşular, hükümet ve uygulamaları,
iyi gibi görünmesine rağmen
kötü uygulamaları olan polisler,
falan filan…
Bütün bu olup bitenlere
hiçbir etkimiz olmadığını
hisseder ve düşünürüz.
Bizler dünyanın geri kalanının
amacının bir etkisiyizdir
ve yakınır, şikayet eder,
protesto ederiz,
ayrıca da bizden sorumlu olanlarla
mücadele etmek için
gruplar oluştururuz.

Bir AN gelir.
Bir film seyredersiniz
ya da LEVH-İ MAHFUZ gibi
bir kitap okursunuz ve
kendi gücünüzün farkına varırsınız.

Amaç edinmenin gücünü
fark edersiniz.
İstediğiniz şeyi
gözünüzde canlandırmak,
harekete geçmek
ve ona ulaşmak için gereken
güce sahip olduğunuzu görürsünüz.

Bazen çok iyi sonuçlar elde edersiniz.
Artık mucizelerle
karşılaşmaya başlamışsınızdır.
Hayat, genel olarak
gayet güzel görünmeye başlar
gözlerinize.
Fakat yeni bulduğunuz güçle,
hala her şeyi kontrol edemediğinizi
görmeye başlarsınız.
Amaçlarınızın KISITLAMALARINIZ
olduğunu fark edersiniz.

Levh-i Mahfuz ile buluştunuz ya,
İşte artık uyanıyorsunuzdur.
Kendinizi daha yüce bir güce
teslim ettiğiniz zaman,
mucizelerin gerçekleştiğini
fark etmeye başlarsınız.
Düşüncelerinizi serbest bırakmaya
ve kendinize özellikle de iç sesinize
güvenmeye başlarsınız.

Anbean Tanrı ile olan
bağlantınızın farkındalığını
deneyimlemeye başlamışsınızdır artık.
İlham size geldiğinde
onu fark etmeyi ve
ona göre davranmayı öğrenirsiniz.
Dolayısıyla özgür iradenizle
seçim yapabileceğinizi
ama yaşamınızı
kontrol edemeyeceğinizi anlarsınız.
Artık yapabileceğiniz en harika şeyin
her ANI kabul etmek olduğunu
fark edersiniz.
Bu aşamada, mucizeler olur
ve her seferinde
sizi şaşkına çevirir.
Levh-i Mahfuz’un her sayfasında,
Genelde sürekli bir şaşkınlık,
hayret ve şükran duygusu yaşarsınız.

Artık SEVGİ, ŞEFKAT, MERHAMET
ve AŞK sizin dünyanızı
sarıp sarmalamıştır.
Keyfini çıkarın.
Tanrısal olan RUHSAL
BEDEN BİLİNCİ ile tanıştınız.
Bu durum Tanrısal olanın
tadına bakmak gibidir.

Bir AN yaşamın kaynağı ile birleşirsiniz.
O anı tarif etmek,
Uranüslü birinin güzelliğini
tarif etmek kadar zordur.
Eğer sözcüklere dökmek gerekirse
o AN sizi içine alıp
sarıp sarmalayan şey sadece
SEVGİDİR, AŞKTIR, ŞEFKATTİR.

Dolayısıyla hiç durmadan
“TANRIM SENİ SEVİYORUM” demek
onunla aynı titreşimde olmanıza
yardımcı olacaktır.
O sözcükleri tekrarlamak
kendi uyanışınızın önündeki
yaşanmışlıkları, inançları
ve sınırlamaları nötralize etmenize
yardımcı olacağı gibi sizi
SINIRLANDIRILMAMIŞLIK ile de
tanıştıracaktır.

Levh-i Mahfuz’u okumaya
devam ettiğiniz sürece,
saf İLHAM ile aynı titreşimi
yakalamaya da devam edersiniz.
Uyanışınız herhangi bir ANDA
gerçekleşebilir.
Bu satırları okurken de olabilir
ya da sabah sporunuzu
yaparken de ya da
pencerenizde ki kuşlara yemlerini
ve suyunu verirken de
yani konumun hiçbir önemi yoktur.
Önemli olan içsel konumunuzdur.
Ve her şey
sizin dudaklarınızdan dökülecek
o tek bir güzel cümleyle başlayacak
ve bitecektir.

“TANRIM, SENİ SEVİYORUM. 
HER ŞEY İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM. 
ŞU ANA KADAR Kİ 
ANLAYIŞSIZLIĞIM İÇİN 
ÖZÜR DİLERİM. BENİ AFFET.”

www.izmirliahmetkaya.com

www.dogumgunu.com.tr

Bir cevap yazın