Bu hayatta kendini zorlamadan hiçbirşey yapamazsın.

konum

.

Bu hayatta kendini zorlamadan hiçbirşey yapamazsın.

 

“Dinde zorlama yoktur.

Ancak senin kendi kendini zorlaman gerekir.”

“Dinde zorlama yoktur’u

kendi konfor alanını bozmamak için kullanan

dine sempatili bir insan tipi var.

Bu hayatta kendini zorlamadan

hiçbirşey yapamazsın.

Di̇yet yaparken kendini zorluyorsun.

Spor yaparken kendini zorluyorsun.

Tatile giderken bile kendini zorluyorsun,

yollarda perişan olup kan ter içinde kalıyorsun.

Her şeyde kendini zorlaya zorlaya aşıyorsun.

Konu Din olduğunda ise

ağzından dökülen değişmiyor:

Oh be.”

“‘Çok din konuştuk, beyin kaslarım ağırdı biraz din-leneyim’

diyeni gördünüz mü?

Saunada bile terleyip bunalırsın.

Hamak dediğin şey bile

bir yerden sonra sırtını ağrıtır.”

“Dindarlar

zaten kalıplarını kırmayan insanlar.

Modernler ise

genel olarak rahatlarına düşkünler.

Değişim kimlere kalıyor bu durumda?”

“İnsanlarda kitabın kapağını kapattığında

herşeyin eski tas eski hamam devam etmesini

bekleme eğilimi olabiliyor.

Bu, eski okuma deneyimlerinin bıraktığı

hatıraların bir sonucu.

Yeryüzünde hiçbir kitabın

 ama hiçbir kitabın daha güzel

yeni bir dünya yaratma derdi yok.

Mevcut dünyada kendine güzel bir köşe,

insanların içinden seçkin bir grup,

çok satanlar raflarında

üst sıra yer yakalamanın peşindeler.

Çok satanlarda,

çok kazandıranlarda olmayı reddeden

başka bir kitap bileniniz var mı?”

“Rahatına düşkün biri olduğunda,

felsefeyi tatlı bir esinti,

bir hobi,

sohbet meselesi olarak gördüğünde

seninle çarpışmaya başlıyoruz.

Kitap,

buradan kendi kendisinin fikri takibini yaptığında

homurdanma üzerine homurdanma.

Yapıştırma üzerine yapıştırma.

Çilekeş beyin olmak kolay değil.

Ödülü ise tarifsiz.”

“Okulda matematik dersi çalışırken

elini kafana dayanak yapıp,

yüz hatlarının gerildiği,

gözlerinin yuvasından gerçekten fırlayacak

raddeye geldiği konsantrasyonu arıyorum,

çok şey mi bekliyorum?

Hayır canım x=y+9 hayattta olmaz.

Hadi oradan. Yuh. O kadar da değil.

Bu tavırda olduğunda ilkokulu dahi bitiremezdin.

Din dersine boş ders,

kaynatma saati olarak

bakma eğilimini değiştirmemiz için

daha önüne nasıl bir çalışma getirmemiz lazım?”

“Çok basit bir hesap yapalım.

Şu ana kadar, basit bir hesapla

100 bin okuyucusu olan Levh-i Mahfuz.

100 bin okuyucunun her biri yanında

1 tane yanlış kelime getirse,

bu kitap, içinde 100 bin yanlış kelimenin

yaşadığı bir kaos diyarına döner.

İşte bu yüzden müdanasız ve yer yer gıcık bir yazarım.

İçeri girerken ceplerini boşaltman bu yüzden isteniyor.

Cebinde belki zararsız birşey var.

Belki de sana çok zararsız göründüğü halde

riskli kabuller var.

İçeride ihtiyacın olan herşey varsa,

içeriye bir şeyler sokuşturmaktaki bu ısrar niye?”

“Bir soruşturma yapıyoruz.

Objektif bir tahkikat.

Konu basit:

-Dünyayı kim bu hale getirdi?

Herkes.

-Peki herkesi kim bu hale getirdi?

Dünyadaki tüm öğretiler.

Bitti.

Bu durum düzeltilinceye kadar

dünyanın bütün öğretileri,

şüpheli konumdadır.

Çözümle dost olmayan herşey

sorunla akrabadır.”

“Herşey eskisi gibi devam etmeliyse neden okudun?

Hoşça vakit geçirmek için mi?

Bu bir televizyon değil.

Düğmeye bastın mı kapanmaz.

Levh-i Mahfuz’un şalterinin

açılmasına hükmedilmişse,

ölüm bile onu kapatmaz.

İnsanoğlunun hayatına her giren yeni ve gerçek bilgi,

ona yeni sorumluluklar getirir.

Her yeni bilgi dünyanı dönüştürmeye başlar.

Her yeni ve gerçek bilgide

altındaki halının kaymaya başladığını sezersin.

Hiçbir gecenin

gündüze dönmesini engelleyemiyorsan,

Bilgilerle çarpışmaktan vazgeç.

Evet, ne yapıyoruz?

diyerek koyul işe.”

buRAK özDEMİR

4 Ağustos 2015 ·

.

A.K.

.

BİR KİTAP HAYAL EDİN

İÇİNDEN SONSUZLUĞUN KİTABI ÇIKSIN.

www.dogumgunu.com.tr

www.kur-an.com

www.tanrinindogumgunu.com

.

.

Bir cevap yazın