Bu yazıyı kesip, cebinizde saklayın.

nasuh

.

Bu yazıyı kesip, cebinizde saklayın.

“Ne müthis anlatmis sair…

nerede bir insan ölse

orali olur yüregim

olmali zaten

olmazsa,

 insan olmaz yüregim

*

Çok kiymetlidir insan hayati.

Her bir insan, en kiymetlidir.

*

2 bin 411 insan kurtardilar.

2 bin 411 insan.

Depremde enkazdan…

Selde azgin sulardan…

Denizde bogulurken…

Heyelanda göçük altindayken…

Dagda donmak üzereyken…

Yanginda alevler arasindan…

Ormanda bir basina kaybolmusken…

2 bin 411 insan.

*

Otobüse bindirsen “50 otobüs dolusu hayat” eder.

*

Kedi, köpek, keçi, koyun, caretta, marti, karaca, keklik, porsuk, kertenkele, esek, fok, tilki, hayvan deniyor ama, 1047

can kurtardilar.

*

297 cenaze çikardilar.

Ölüyü kurtarsan ne olur, kurtarmasan ne olur diye küçümseyenler olabilir. Bazen öyle yerde ölürsün ki kardesim…

Dagin basinda, magaranin dibinde, denizin derinliginde, öylesine hiçlesirsin ki, bir kabri olsa da basinda dua edebilsek

diye yalvarir ailen.

*

20 senedir hayatimizdalar.

Bu 20 sene zarfinda,

2 bin 548 kurtarma operasyonu yaptilar.

Güne böl…

20 senenin 7 senesi operasyonda geçti,

Üç günde bir yani,

buzda, çigda, karanlikta,

beton bloklarin altinda.

*

Seminerler verdiler, okullari dolastilar, bir milyona yakin vatandasi dogal afet konusunda egittiler.

*

Ülke çapinda 36 bölgede ekip var.

Istanbul’daki merkez 365 gün 24 saat,

 gece gündüz, bayram yilbasi, araliksiz,

telefon-telsiz basinda ihbar bekliyor.

Felaket aninda,

derhal plan koordinasyon merkezi kuruluyor,

ekip ve cihaz yönlendirmesi yapiliyor.

*

2 bin 200 gönüllüsü var.

 Herkes onlari maasli zanneder.

Halbuki, hiçbir karsilik beklemeden,

hiç para almadan,

üstüne kendi ceplerinden para harcayarak çalisiyorlar.

Van Ercis depremi mesela, 100 gönüllüyle katildilar,

Günlerce can kurtardilar,

 76 bin liralik masraf çikti, bagislara dokunmadilar,

gönüllüler kendi cebinden ödedi.

*

Peki, kim bu gönüllüler?

Türkiye profili…

Hekim, hemsire, ögrenci, isçi, memur,

ögretmen, mühendis, emekli,

her siyasi görüsten insanlarimiz…

Operasyon çagrisi geldiginde,

ellerinde ne is varsa birakip,

hiç düsünmeden kosarlar.

20 kiloluk sirt çantalarinda, çadir, mat,

 uyku tulumu, kask, kurtarma cihazlari, kosarlar.

Operasyon bölgesinde bazen

birkaç saat kalirlar, bazen günlerce…

 Kimi isine gidemez, kimi sinavina giremez,

kimi senelik izninden yer.

Bu yüzden kimi isini kaybeder, kimi sinifta kalir,

böyle sayisiz örnek var, asla sikayet etmezler.

Çünkü, hayat kurtarmislardir.

Hayat en kiymetlidir.

*

Bu mucizeyi bir avuç cesur arkadasiyla birlikte yaratan adam, Nasuh Mahruki… Marmara depreminde memleket acz

içinde aglarken, adeta uzaylilar gibi girdi hayatimiza… Sadece “bir kisi”nin “her seyi” degistirebilecegini kanitladi.

Belediyelerin, itfaiyelerin, hatta silahli kuvvetlerin bakis açisini degistirdi. Ulusal bilinç gelistirdi.

*

(1999’da annesi vefat ettiginde, Gölcük’te felaket bölgesindeydi, cenazeye gidemedi. Çünkü… “Oglum su anda insan hayati kurtariyor, bireysel acimizi haber verip dikkatini dagitmayalim” diye düsünen, muhtesem bir babanin oglu o… Osmanli’da deniz kuvvetleri komutanligi yapan, sancak gemisinde vurusurken yanarak sehit düsen, Nasuh oglu kaptan-i derya Ali Pasa’nin torunu… “Yanarak ölen” anlamina gelen Mahruki soyadini, seref mirasi olarak tasiyan bir sülalenin evladi…

“Vatan lafla sevilmez, eylemle sevilir” diyen,

kar leopari, Everest’e tirmanan ilk Türk.)

*

Ve simdi… Sirf Nasuh’un fikirlerini begenmiyorlar diye, sirf AKP’yi elestiriyor diye, sirf gençlere rol model oluyor diye,

sirf bu sebeplerle Nasuh’un kolunu bükmek için, AKUT’a kumpas kuruyorlar, saray oyunlariyla AKUT’un yönetimini

ele geçirmeye çalisiyorlar.

*

Nasuh, AKUT’un ruhudur.

Nasuhsuz AKUT…

Olsa olsa ak’ut olur.

*

Dogal afetten vazgeçtik, kendi hatalarindan kaynaklanan ölümleri bile “fitrat” diye örten zihniyetten sözediyoruz.

*

Kendileri gibi düsünmeyenlere bassagligi bile dilemeyen zihniyetten sözediyoruz. Maalesef tecrübeyle sabittir…

Enkaz altinda kalanlari bile “bizden mi, onlardan mi?” diye ayirir bunlar!

*

Dolayisiyla…

Akut’taki darbe girisimine sessiz kalip,

bana ne diyen,

aman ben karismayayim diye düsünenler için

 yaziyorum bu satirlari.

Bu yaziyi kesip, cebinizde saklayin.

Yarin öbür gün, enkaz altinda

kendinizle basbasa kaldiginizda,

acaba beni kurtarmaya gelecekler mi

diye beklerken, çikarir okursunuz!”

Yılmaz ÖZDİL

23 EKİM 2016 – AKUT

.

Bir cevap yazın