EVRENİN SAATİ

“Gökleri ve yeryüzünü yoktan var eden O’dur.”

Şura Suresi 11.

Günümüzden 14 milyar yıl önce gerçekleşen mucize gibi bir olay. Hiçlik ortamından “OL” emriyle var olmuş bir enerji yumağının hayal bile edilemeyecek bir hızla şimdi ki EVREN diye isimlendirdiğimiz uzay boyutlarına taşması. Kainatın yaratılış mucizesidir bu. Ortaya çıkan enerji, atom altı parçacıklarına dönüştü, elektronlar atom çekirdekleriyle birleşti. Madde ve karşıt madde birbirlerini yok ederken, enerjiden yeni atomlar ortaya çıktı. Atomlar birbirleriyle sımsıkı kenetlendi, moleküller oluştu. Moleküllerden madde, maddelerden yıldızlar meydana geldi. Yıldızlar parladı, ışıldadı, hidrojen yanmaya başladı, helyum oluştu, derken hidrojen yana yana bitti. O zaman da bir başka evren mucizesi gerçekleşti. Yıldızlar aniden patlayarak, maddeyi uzağa, çok uzağa, uzayın sonsuz derinliklerine kadar fırlattılar. Bu patlamalar sonucunda yeni yıldızlar, yeni güneşler, yeni galaksiler kısaca yeni maddeler oluştu. Güneş sistemlerinin birinde, güneşe yakınlık sırasıyla üçüncü olan Dünyamızda Yaşam filizlendi. Medde değişime uğrayarak hava oldu, su oldu, toprak oldu, ateş oldu, yaprak oldu, kuş oldu, balık oldu, insan oldu. Evren OLDU.

Ve Evrenin Saati, 
yani ZAMAN, 
ne için, 
ne zaman, 
nerede, nasıl 
ve ne yapılması gerekiyorsa, 
o işi orada ve o zamanda 
yapmak için çalışmaya başladı.

“Rahmanın yarattığında bir düzensizlik göremezsin. Gözünü gökyüzüne çevir ve bak. Bir çatlak görebilir misin? Sonra bir daha tekrar bak. Nihayet gözün yorgun ve aciz olarak geri döner.”

Mülk Süresi 3-4.

www.izmirliahmetkaya.com

Bir cevap yazın