Herkes bir kandildir. Fakat herkes aydınlatamaz

1aaura

.

Herkes bir kandildir. Fakat herkes aydınlatamaz.

Auranın bazı durugörü yeteneğine

sahip kişiler tarafından GÖR-ülebildiği,

fotoğrafının Kirlian fotoğrafçılığı denilen

bir teknikle çekilebildiği BİL-inmektedir.

Elimizde aurayı gösteren fotoğraflar mevcuttur.

AURAYI GÖR-ebilenlerden

ve çekilen fotoğraflardan ÖĞREN-diğimize göre,

AURA fiziksel BEDENİ-n etrafını

kuşaklar şeklinde SARMAKTA-dır.

Bedene en yakın olanı açık mavi renkte olup

insanın sağlık durumunu gösterir.

İkinci kuşak insanın duygularından,

üçüncü kuşak insanın zihninden sorumludur.

Dördüncü kuşak sezgileri ve duyu ötesi algılamayı belirler.

Beşinci kuşak kişisel karmik yapıyı belirler.

Altıncı kuşak ruhsal tekamül ile

ve yedinci kuşak kozmik şuurla ilgilidir.

Herkes bir kandildir.

Fakat herkes AYDINLAT-amaz.

PARLAK-lığınız ve IŞILTI-nızla

BİR insanı GERÇEK-ten UYAN-dırabilirsiniz.

Böylece birisiyle beraberken

o kişi kendini rahat HİSSED-er.

Yine, günlük HAYAT-ımızda kullandığımız

bazı bildik SÖZLER, her insanın

elektromanyetik BİR alanı OL-duğunu

KABUL ET-tiğimiz düşüncesini UYAN-dırmaktadır.

Sık sık İNSAN-ların BİR “manyetik alanı”

OL-duğundan söz edildiğini duyarız.

İki insan arasında

çok yüksek bir çekim varsa,

“aralarında kıvılcım çaktığını görebilirsiniz”.

Yeteneğini gizlemeyen insanlar için de

“ışığını gizlemiyor”,“ışıl ışıl parlıyorsun”

deyimini kullanırız.

En büyük trajedi,

AURA-nın etkisini bilmemektir.

PARILDAYAN GÜCÜN-üzün,

DÜŞÜN-ebileceğinizden çok daha fazla

OLUMSUZLUKLARI DEFET-me gücü vardır.

GERÇEK-ten RUH-sal BİR kişi,

SONSUZ-luk için yaşayan

ve varlığı BARIŞ YARAT-an kişidir.

Eğer varlığınız işe yaramıyorsa,

her şey boşunadır.

AURA-mız,

boğazımız ya da midemiz gibi değildir;

MADDE-sel olarak dokunabileceğimiz bir şey DEĞİL-dir.

Size bu AURA ALANINI-n neye benzediğini

HAYAL ET-menizde yardımcı olmak istiyoruz.

Eğer yapabilirseniz,

fiziksel bedeninizden çıktığınızı

ve yerde duran kendinize BAK-tığınızı DÜŞÜN-ün.

Bedeninizin her yerini,

oval şekilli ya da kabuk gibi

BİR ENERJİ sarmakta ve ışıltıyla titreşmektedir.

Eğer tüm çakralarımız dengeliyse,

bu alanın yüzeyi düzgündür.

Bedensel, RUHSAL ya da zihinsel OL-arak hastaysanız,

bu enerji alanında çukurlar ve boşluklar görülür

ve IŞILDA-yan enerji donuklaşır.

REİKİ UYGULA-yan biri aurayı

uzun DENEYİMLE-rden sonra ALGILA-yabilir

ancak bu insanları çevreleyen ışınlar,

renkler GÖR-mek şeklinde DÜŞÜN-ülmemelidir.

Bunun yerine ellerimiz çok hassaslaşır

ve UYGULAMA YAP-tığımız bedene

ellerimizi yaklaştırmaya başladığımız zaman

ara ara farklı BİR duygu,

BİR zardan ellerimiz geçiyormus gibi HİSSED-ebiliriz,

iste bu duygu AURA katmanlarını ALGILA-mamızdır.

Bu his tümüyle kişilerin algılamasına

ve deneyimine bağlıdır.

İnsanların auraları birbirleri içinde erir.

Tüm gün boyunca aura alanlarımız

başkalarınınkiyle karışır.

Eğer aura alanınız güçlü değilse,

aura alanınız aracılığıyla bir başkasının duygularını

“topladığınızı“ hissedebilirsiniz.

Bu, endişelencek bir durum değildir

ve hepimizin başına geldiği için de

bunda alışılmadık bir yan yoktur.

Bu olayın FARKINDA OL-mak,

bu konuda DUYARLI OL-mak isteyebilirsiniz.

Bu konuda sakin ve ılımlı bir yol İZLE-yin,

bunu sanki bir oyunmuş gibi GÖR-ün,

çünkü tavrınız ve düşünceleriniz

auranızın sağlığını ve gücünü etkiler.

Ayrıca auranız ile ilgili detaylıca bilgiyi

LEVH-İ MAHFUZ ’da bulabilirsiniz.

AURA-ları GÖR-ebilen insanlar,

BİR b-AŞK-asının bedenini çeviren

bu alanın rengini, şeklini ve boyutunu da GÖR-ürler.

Auranın rengi,

kişinin ruh durumuna göre değişir.

Eğer o kişi çok öfkeliyse,

aurasının rengi kırmızı olabilir.

Eğer ruhsal olarak gelişiyor ve büyüyorsa,

parlak sarı bir aurası olabilir.

Bu, sürekli değişiklik gösteren bir durumdur.

Ruhsal Bedeniniz

dünyadaki görevini tamamladığında,

parlaklık yeteneğinin en güçlü ve

titreşimli noktasına ulaşır.

.

www.izmirliahmetkaya.com

.

BİR KİTAP HAYAL EDİN

İÇİNDEN SONSUZLUĞUN KİTABI ÇIKSIN.

www.dogumgunu.com.tr

www.kur-an.com

www.tanrinindogumgunu.com

.

Comments are closed.