SÖZCÜKLER MANTRALAR NAAD

 

SÖZCÜKLER – MANTRALAR – NAAD

Sözcükler sadece sözcük olmaktan ileri gelen anlamları nedeniyle değil, tam bir açıklamayı aşan bilimsel bir nedenden ötürü seçilmişlerdir. Kulladığımız tüm mantraların-sözcüklerin kökeni “ NAAD “ bilimine yani seslerde saklı olan sırlara dayanmaktadır.

Mantralar, bilincimizde bir değişiklik yaratmak için tekrar tekrar,

hiç durmadan yinelediğimiz seslerdir.

Ağzımızın üst damağı boyunca sıralanmış, seksendört meridyen noktası vardır. Mantralar bizlere verilmiş özel armağanlardır. Uzun zaman önce son derece gelişmiş insanlar, derin bir meditasyon durumuna girdiklerinde, dillerinin ağızdaki bu meridyen noktalarına belirli düzenlerde değmesini sağlayan bazı sesler çıkarıyorlardı. Bu tıpkı piyano çalmaya benzemektedir; nasıl belirli notalara vurarak çok güzel bir şarkı besteleyebiliyorsak, söylediğimiz her sözle ya da söylediğimiz her mantra ile belirli anahtarlara dokunmuş oluruz. Doğru anahtar dizisine vurulursa, beyindeki hipotalamus, thalamus ve hipofiz bezi, zihnimizi meditasyon durumuna, hatta kendinden geçme aşamasına getirecek şekilde uyarılmış olur. Uyuşturucular olmadan böyle bir dünya yaratabilsek nasıl olurdu bir düşünsenize.

İşte bu nedenle,insanların dedikodu yaptıkları, sürekli sövdükleri ya da genel olarak “ALÇAK TİTREŞİMLİ” konuşmalar yaptıkları bir odaya girdiğinizde odanın içinde bunaltıcı ve ağır bir hava olur.

Şarkıların söylendiği ve insanların morali yükseltici türde konuşmaların yapıldığı bir odaya girdiğinizde ise, odanın içerisinde bir hafiflik ve huzur hissedersiniz. Deneyimlediğiniz şeyin NAAD bilimi ile fazlasıyla ilgisi vardır.

Çocuklar ve hayvanlar, çok açık oldukları için,

çevrelerindeki yetişkinlerin bilinçlerinden yani egolarının ürettiği sözcüklerden fazlasıyla etkilenebilirler. Bundan dolayıdır ki, çevrenizdeki çocuklar ya da evcil hayvanlar için sözcüklerle hitap ederken çok ama çok dikkat etmeli ve kullanacağımız sözcük dizinlerini fazlasıyla önemsemeliyiz.

Unutmamalıyız ki,

metafizik nedenlere ulaşmak demek,

fiziksel olanın ardındaki zihinsel nedene ulaşmak demektir.

Örneğin, eğer siz bize kabızlık sorunuyla gelen bir danışanımız olsaydınız, sizin kendi sınırlılığına ve yetersizliğine inanan ve bu yüzden de yeniden yerine koyamayacağı korkusuyla bir şeyleri bırakmaktan, koyuvermekten zihnen korkan bir insan olduğunuzu anlardık. Bu ayrıca sizin eski, acı verici bir anıyı sürekli kafanızda , duygularınızda yaşattığınız, onu bir türlü içinizden çıkarıp atamadığınız anlamına da gelebilir. Ya da artık size katkıda bulunmayan bir ilişkiyi, doyum vermeyen bir işi veya artık işinize yaramayan kimi eşyayı bırakmaktan da korkuyor olabilirsiniz.

Rahatsızlığınız bize, zihinsel tutumunuzla ilgili bir çok ipucu verecektir.

Size sıkılı bir yumruk ve gergin bir tutumla içinize yeni hiçbir şey alamayacağınızı anlatmaya çalışırdık. Evrenin sizi besleyip koruyacağına güvenmenizi sağlamaya çalışırdık. Ki böylece yaşamın ritimleriyle birlikte akabilesiniz. Korku kalıplarından kurtulmanıza yardımcı olur ve size, zihninizi farklı bir biçimde kullanarak yeni bir güzel deneyimler devresini nasıl yaratacağınızı öğretirdik.

Sizden evinize gidip dolaplarınızı boşaltmanızı ve yeni şeylere yer açmak için tüm yararsız eşyayı atmanızı isterdik.  Ve bunu yaparken de, yüksek sesle, “eskiden kurtuluyorum, yeniye yer açıyorum” demenizi isterdik.

Basit, fakat etkili.

Siz bu bırakma eylemini anlamaya-farketmeye başladıkça, bir sıkı tutma ve alıkoyma biçimi olan kabızlık da kendi başının çaresine bakacaktır.

Beden, artık yararlı olmayanı rahatça dışarı atacaktır.

Belki bizlerle tanıştıktan sonra

 SEVGİ, ŞEFKAT, MERHAMET, AŞK,

HUZUR, SEVİNÇ ve KENDİ KENDİNLE YÜZLEŞME

kavramlarını ne kadar sık kullandığımıza dikkat etmişsinizdir.

Gerçekte sevgi dolu bir yürekle yaşayabildiğimiz, kendimizi onayladığımız ve tanrısal gücün tüm ihtiyaçlarımızı sağlayacağına güvendiğimiz zaman, HUZUR ve MUTLULUK hayatımızı doldurur, hastalık ve rahatsızlık verici deneyimler artık bizim deneyimimizde yer almazlar.

Hedefimiz mutlu, sağlıklı yaşamlar sürmek,

kendimizle birlikte olmaktan zevk almaktır.

Sevgi öfkeyi yok eder, sevgi kırgınlığı ortadan kaldırır,

sevgi korkuyu dağıtır, sevgi güvenlik yaratır. Kendinizi bütünüyle sevip kabullenebilirseniz, o zaman hayatımızdaki her şey kolaylık, uyum, sağlık, refah ve mutlulukla akmak zorundadır.

Bedensel bir rahatsızlığınız var ise, zihinsel nedenini arayıp bulun.

Bunun için REİKİ ile MEDİTASYON dan faydalanabilirsiniz.

Iç sesinize ,

“bu rahatsızlığı benim hangi düşüncelerim yaratmış olabilir?”

diye sorun.

 

Hepimiz gün boyunca, sürekli olarak yüksek sesle

ya da sessizce çeşitli mantralar kullanırız; bunlar,

“ BU ZOR “,

 “ YORGUNUM “,

“ NE YAPACAĞIMI BİLMİYORUM “,

“ BU BİR DAHA ASLA OLMAYACAK “,

“ BUNALDIM “,

“ YETERİNCE ZAMAN YOK “,

 “ YETERİNCE PARA YOK “,

 “ BAŞARAMIYACAĞIM “ ya da

 “ YAPABİLECEĞİMİ SANMIYORUM “

gibi cümleler olabilir.

Tekrarlama yoluyla gerçekliğimizin birer parçası olduklarını fark etmeyiz bile. Konuştuğumuz şekilde davranır, düşündüğümüz şekilde yaşarız.

Eğer mantranız “ BUNALDIM “ ise bunalırsınız

veya mantranız “ BU BİR DAHA ASLA OLMAYACAK “ ise

o şey birdaha asla olmaz.

Tanrı için kullandığımız sözcüklerde

kendimiz ve diğer insanlar için son derece güçlüdür.

Gelecekte, günümüzde ortaya çıkan ve giderek artan rahatsızlıklar,

ilaçlar yoluyla iyileştirilmeyecek.

Bizler LEVH-İ MAHFUZ yüzyılında bu farkındalılığı sizlere yaşatmak ve deneyimlendirmek için REİKİ UYUMLAMALARI  ile buradayız.

 

Ahmet KAYA

0555 310 00 70

www.izmirliahmetkaya.com

www.tanrinindogumgunu.com

 

 

Bir cevap yazın