SUKUT ORUCU – 11 Haziran – 15 temmuz

SESSİZ BİR GÜN, SESSİZ BİR GECE

“SUKUT ORUCU

Bu arada Kur’antum Levh-i Mahfuz’un iletişim orucu kavramını biraz detaylandırmakta yarar var.

Evet, konuşmuyorsun. Aynı zamanda kimseyi de konuşturmuyorsun.

Televizyon yok,

çünkü birileri konuşuyor.

Cep telefonu yok,

SMS de yok.

İnternet yok,

gazete yok.

Kendi kendine konuşmak da yok.

Çıt yok.

Mümkünse evinde,

cayır cayır ışık da yok,

mumlar var.

Müzik? Enstrümantal olursa neden olmasın. Yada en azından bilmediğin bir dilde. Sesli müzik neden yok, çünkü birileri konuşuyor 🙂

Hiç kolay iş değil…

Çevreye bu durumu kabul ettirmek de ayrı bir konu. Ben kendi çevreme, ben 26 Ağustos günü yokum, ölüyüm diyeceğim. Maillere otomatik yanıt mekanizması kurulabilir. Cep telefonlarına Kadir günü sessizliğiyle ilgili bir mesaj bırakılabilir. Gerçekten istersen bir yolunu bulursun. Televizyonlarda yarışmalar var ya hani. İnsanların basit ödülleri kazanmak için neler yaptıklarını, ne taklalar attığını düşünürsek, bir gün sessiz kalabilmek için gerekli koşulları oluşturmakta çok da zorlanmayız diye düşünmekteyim efendim.

Peki neden sessizlik konusunda bu kadar kesin çizgiler çizdi

Kur’antum Levh-i Mahfuz?

Şöyle düşünün. O gün, o gece…

Çok derinlerden gelecek bir sesi bekliyor olacağız. Çok uzaklardan fakat aslında çok ama çok yakınlardan gelecek bir ses. Daha açık konuşmak gerekirse;

Yaradanın sana,

senin adınla hitap edecek o gün,

o gece.

Bir zamanlar Ey Musa diyen, o gün buRAK diyecek, Zeynep diyecek, Mehmet diyecek. Kulak versen iyi edersin…

Rab hatta, seni bekliyorken televizyon seyrediyordum duymadım, alışveriş yapıyordum farketmedim, demek istemez herhalde kimse…

Heh, işte bu yüzden. Sessiz bir gün, sessiz bir gece.

K-D-R sessizliği… Ve mucize , alfabemizin 23. harfinde…

şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş”

buRAK özDEMİR

(Kur’antum Kur’an-ı Devrim’den )

 

 

Bir cevap yazın