DOĞAYA RÜŞVET VEREMEZSİN

Doğa aldatılamaz veya doğaya rüşvet verilemez; 
doğa ancak çalışmasına ait bir işbirliğini hoş karşılar. 

Hayattaki her şey gibi, sağlık da temel karma kurallarına uymaktadır. İnsanın bu kurallara karşı çıkıp da sonradan bazı yeni şifa yöntemleri veya mucize ilaçlar sayesinde çabucak sağlığına kavuşacağını ve sorunun kökeninde yatan hatalarıyla uğraşmaktan kurtulacağını düşünmesi imkansızdır.

Kozmik olarak bakıldığında bundan çıkarılacak sonuç, tüm hastalıkların psikosomatik olduğudur; fakat bu her zaman çok açık değildir. Çünkü insanın yaşam akışının, karmaşık varlığının hangi boyutunda engellendiğini ve belirli bir hastalığın ortaya çıkmasına sebep olduğunu anlamak bazen çok güçtür. Buna rağmen, insanın ruhu ile rahatsızlıklarının arasındaki ilişki netleştikçe, geleneksel tıp tarafından psikosomatik olarak tanınan fiziksel rahatsızlıkların listesi de her geçen gün uzamaktadır.Bu genel şikayetlerin bazılarını sıralamak gerekirse;

uzun süreli endişenin sebep olduğu MİDE ve BAĞIRSAK ülserleri, belki de listenin başında gelir.
ASTIM ve EGZAMA, genelde yaşamın bir yönü hakkındaki bilinçdışı korkudan kaynaklanır.
İkincil kötü etkileri olan kanama ve felçle birlikte YÜKSEK TANSİYON, bilinçli düzeyde uzun süreli endişe ve kaygı nedeniyle oluşur.
Dahası en basitinden OBEZİTEbile hayatta eksik olan bir mutluluğu fazla yiyerek telafi etme arayışından kaynaklanır.İnsanın, yaşamın zorluklarının tam olarak göğüs gerilemeyecek kadar büyük olduğunu düşündüğü ve bilinçdışı bir biçimde dayanabileceğinden fazlasıyla uğraşma sorumluluğundan kaçışın yollarını aradığı zamanlarda olur. Yaşam yükünün yarattığı bu korku, zihinsel ve duygusal boyuttaki yaşamsal akışı etkileyerek insanın günlük sorumluluklarını azaltan veya onu daha derinde yatan korkularından özgürleştiren kronik fiziksel bir rahatsızlığı ortaya çıkabilir. Bu tür bir hastalık, ancak hayatın problemleriyle bütünüyle yüzleşebilme gücü geliştiği zaman tedavi olur. O zaman gelene kadar, bir dereceye kadar rahatlama sağlansa da hiçbir tedavi yöntemi kesin sonuca ulaşamaz.

Artık 2012 yılındayız. 
Bizler bu yüzyıla LEVH-İ MAHFUZ yüzyılı diyoruz. 
Farkında olmalısınız, hayatın problemleriyle 
bütünüyle yüzleşebileceğiniz gücü 
size Levh-i Mahfuz, sizi size tanıtarak öğretecektir.

www.izmirliahmetkaya.com

 
 

Bir cevap yazın