İslam, Müslümanlar’dan bu şekilde korunmuştur

Burak Özdemir

“Ne zamandır düşündüklerimi, hissettiklerimi buldum” heyecanıyla okumuş ve her uygun gördüğüm, sevdiğim insana önerirken Tanrının Doğum Günü’nü – Levh-i Mahfuz’u, yine bir tanıdıkla yaşamdan konuşurken kitaptan bahsettiğimde kendisinin tespiti çok acıttı canımı. İki gündür bunun sıkıntısı var içimde: “Kur’an-ı Kerim öyle Allah’la msn’de konuştuğunu yazan bir adamın kitabını okuyarak açılmaz insana”, “cehennem inananlar için, inanmayanlar sadece cehennem ateşinin sürekliliği için gerekli” keskin cümlelerin yanına benzeri cümleler ekledi. Kötü hissettim kendimi. Çok kötü. Hala da öyle. Paylaşayım istedim seninle.”

“Bizim Kur’an dediğimizle onların Kur’an dedikleri farklı kitaplar…
Bizim Kur’an dediğimiz kitap felsefe ansiklopedisi, Onların Kur’an dedikleri ise yemek tarifleri kitabı. Bu kadar uzaklar birbirine…
Seni bilmem ama ben, arkadaşının dediğine yüzdeyüz katılıyorum. Onların Kur’an’ı benim gibi birine açılmaz. Bunun için şükrederim. Benim Kur’an’ım da onlara açılmaz. Oturduğu yerden gözlerini kapayıp kitapların içini, insanların beynini okuyabildiğine inanan ekol. Sevginin Kur’an’ı da alabildiğine onlara uzaktır . İtiraf edeyim, bunun için daha fazla şükrederim.
Bak sana birşey söyliim. Mesela ben, bu kadar peşin hükümlü bir insandan bana “Harikasın. Herkese kitabını tavsiye ediyorum” şeklinde bir mektup gelmesini asla istemezdim. Ben bu ekoldeki insanlarla, ne pahasına olursa olsun karşıt olmaya devam edeceğim. Levh-i Mahfuz-Tanrı’nın doğum günü’nü ait olmadığı ellere asla teslim etmeyeceğiz, bunu herkes böyle olsun.
Halat iğnenin deliğinden geçse bile, ben bu insanlarla asla aynı yörüngeye girmeyeceğim.
Geçen gün “Ah be abicim, sadece adı yüzünden birçok insan bu kitabı almıyor. Nolurdu şunun adını başka birşey koysaydın?” diyen bir dostumuz vardı. Bu vesileyle de onunbu samimi serzenişine yanıt verelim.
Hani bu peygamberden daha çok peygamberci olan kesim var ya. Bizi topa tutan dostlar, evet işte onlar. Bu insanların binyıllık bir rüyası var. Sabah akşam bunun hayaliyle yaşamaktalar. Nedir o hayal?
– İslam’ın “hakimiyeti”…
O hayal var ya, işte o hayal, gerçekte bu hayal.
Dünyadan haberleri yok. Bırakın olmasın da : ) Tanrı’nın doğum günü, gerçekte İslam aleminin en büyük hayalini gerçek kılacak olayın ta kendisidir. Onları istedikleri yere, bilmedikleri ve beklemedikleri bir yoldan götürüyoruz. Bütün olay budur. Onlar İslam’ın ülkeleri fethedeceğini düşündüler. Biz öyle düşünmüyoruz.
İSLAM DEVLETLERİN YÖNETİMLERİNİ DEĞİL,
BİREYLERİN GÖNÜLLERİNİ FETHEDECEKTİR.
Bitti-nokta. Bütün olay budur. Herkes bilsin ki bu planı ben yapmadım. Bu şekilde uygun görülmüş. Ben planın üzerime düşen kısmını uyguluyorum. Okuyan dostlarımız da planın üzerine düşen kısmını yapıyorlar. Okumayanlar da onlara verilen rolü oynuyorlar. Bütün olay budur.
Gökte ararken yerde bulma sendromu… Bırakalım bu dostlarımız, beyaz atının sırtında mitolojik bir kahramanın İstanbul’u fethetmesini bekleyedursunlar. Tanrı’nın doğum günü Levh-i Mahfuz  atı da aldı, Üsküdar’ı da geçti… Seven dostlara selam olsun, kinle dolu dostlara da geçmiş olsun. Bütün olay budur. Herşey olmuştur, bitmiştir.
Şimdi anladın mı sevgili dostum kitabımızın adının neden bu kadar “itici” olduğunu?
Bu “zaferi” hakedecek birşeyler yapmadan onlara sevinme fırsatı vermiyoruz bütün olay budur. Peşin hükümlülerle, sevgisiz Müslümanlarla karşıtlaşmasaydık, onlar Tanrı’nın doğum günün’den daha çok Tanrı’nın doğum günün’cü ya da LEVH-İ MAHFUZ‘cu olurlardı bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bu kitabı da insanlara “Bakın biz haklı çıktık” demek için kullanırlardı. Onlarla aramıza mesafe koyduk, çünkü bunu yapmak zorundaydık. Arınmayan, böylesine kinle dolu, hurafelerle kaplı insanlara tarihin en büyük devrim kıvılcımını, Tanrı’nın doğum günü onurunu vermemiz dünyanın sonu olurdu.
Bir düşün. Batının her alanda üstün olduğu bu dünyada, tüm bu komplekse karşın insanlığa neler çektirdiler… Bir de bu insanların muzaffer kumandan edasıyla sokaklarda gezindiğini bir düşün. Nasıl bir kibir gelir geçerdi yanı başından…
Buradan yırtınmak zorunda kalırdık. Hayır, öyle değil. Bu kitap başka bişey. O İslam’la bu İslam farklı şeyler diye bağrınmak durumunda olurduk. Bunun tedbirini ilk günden aldık. Hepsi budur. MSN gibi chatleşme gibi “İslami” olmayan, batılı görünen kavramlar bizi o insanlardan korudu. Hepsi budur. İslam, “Müslümanlar” dan bu şekilde korunmuştur. Hepsi budur.
Hiçbir fanatik, ileride bu çorbada benim de tuzum var diyemeyecek.
Tarihin seyir defteri, bu web site, burada herşeyi gün gün kaydediyor.
Bunu asla söyleyemeyecekler, çünkü biz buna asla izin vermeyeceğiz.
Önce kibirden arınacaklar, ondan sonra bu zaferi yaşayacaklar.
Şimdi, senin üzüntüne geri dönelim. Bazıları “sıcak” sever. Seni iki gündür üzen şeyin ne olduğunu ben söyliim sana. Sen o arkadaşının kişisel cehenneminin duvarlarına dokundun. Bu yaktı senin canını. Bir an önce kendi dünyanı kurmanı öneririm sana. Dokunduğun tek duvar, kendi seçimlerin olsun. Bol bol LEVH-İ MAHFUZ, Tanrı’nın doğum günü, Bol bol Metallica… Bol bol Nothing Else Matters*…
* Gerisi boş
Çok yakın, ne kadar uzak olsa da…
Kalbimden daha uzakta değil ya
Güvenelim her zaman kim olduğumuza
Gerisi boş bunun dışında…
Hiç açmamıştım kendimi bu kadar…
Hayat bizimdir ve biz onu kendimizce yaşarız
Bütün bu kelimeler ağzımdan çıkmasa da…
Gerisi boş bunun dışında…
Seni arıyordum ve buldum, inan bana
Hergün yeni bir başlangıç bize nasıl olsa
Aç zihnini farklı bakış açılarına…
Gerisi boş bunun dışında…
Ne yaptıklarını asla takmadım!
Ne bildikleri asla umrumda olmadı
Ama ben biliyorum…
Çok yakın, ne kadar uzak olsa da…
Kalbimden daha uzakta değil ya
Güvenelim her zaman kim olduğumuza
Gerisi boş bunun dışında…
Ne yaptıklarını asla takmadım!
Ne bildikleri asla umrumda olmadı
Ama ben biliyorum…
Hiç açmamıştım kendimi bu kadar…
Hayat bizimdir ve biz onu kendimizce yaşarız
Bütün bu kelimeler ağzımdan çıkmasa da…
Gerisi boş bunun dışında…
Seni arıyordum ve buldum, inan bana
Bize yeni gün yeni bir başlangıç nasıl olsa
Aç zihnini farklı bakış açılarına…
Gerisi boş bunun dışında…
Ne dediklerine asla kulak asmadım
Ne oyunlar oynadıklarına asla bakmadım
Dediklerine asla kafa sallamadım
Ne bildikleri asla umrumda olmadı
Ve ben biliyorum…
Çok yakın, ne kadar uzak olsa da…
Kalbimden daha uzakta değil ya
Güvenelim her zaman kim olduğumuza
Gerisi boş bunun dışında…
Nothing Else Matters / James Hetfield
Amerikalardan dönelim Anadolumuza… Bir selam da Pir Sultan Abdal’a…
Koyun beni Hak aşkına yanayım
Koyun beni Hak aşkına yanayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Yolumdan dönüp mahrum mu kalayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Benim pirim gayet ulu kişidir
Yediler ulusu Kırklar eşidir
On İki İmamın server başıdır
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Kadılar müftüler fetva yazarsa
İşte kemend işte boynum asarsa
İşte hançer işte boynum keserse
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Ulu mahşer olur divan kurulur
Suçlu suçsuz gelir anda derilir
Piri olmayanlar anda dirilir
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Pir Sultan’ım arşa çıkar ünümüz
O da bizim ulumuzdur pirimiz
Hakka teslim olsun garip canımız
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan”
buRAK özDEMİR

Bir cevap yazın