KAPI-n ÇAL-ındığında mutlaka AÇ.

KAPI-n ÇAL-ındığında mutlaka .

Senden istenildiğinde ÖĞRET,

işitilme fırsatını yakaladığında KONUŞ.

Çevrenizdeki İNSAN-ların

hep bir ARAYIŞ içinde olduklarını görürsünüz.

PARA denilen maddeyle olan ilişkilerinden dolayı da

her şeye SAHİP olabileceklerini SAN-maktadırlar.

Ama bir türlü doyuma ulaşamamakta

ve PARA ile satın alabilecekleri

başka şeylerin peşine DÜŞ-mektedirler

ve bu durum hep böyle devam eder.

 

Aslında aradıkları şeyin MADDE-yle ya da PARA-yla bir ilgisi

ya da ilişkisi kesinlikle YOK-tur.

Bunu FARK ET-tiklerinde ise

yüzlerinde sadece bir tebessüm OL-uşacaktır.

Eğer ki siz Levh-i Mahfuz ile buluştunuz

ve Levh-i Mahfuz BİLİNCİNİ yaşamınıza yerleştirdiyseniz

ve de ŞİFACI ya da ÖĞRETİCİ-HATIRLATICI OL-maya karar verdiyseniz,

kendinizi başarılı ya da başarısız diye yargılamak

sizin sorumluluğunuz değildir.

Sizin sorumluluğunuz, bir İNSAN OL-arak verdiğiniz

ya da aktardığınız armağanın kabul edilmesi

veya ondan yararlanılması değildir.

Size yaşatılan ve sizin aramanız gereken, sadece,

o armağanı ya da hediyeyi verme fırsatıdır.

Armağanlarınızı verdiğinizde,

bir İNSAN OL-arak görevinizi yerine getirmiş OL-ursunuz.

Bunun gerçekleşmesi için,

sonuca olan tüm bağlılığı bırakmalısınız.

FARKINDA OL-malısınız,

sokakta dilenci görünümlü birinin,

sizden istediği parayı içki içmek için mi,

yoksa ailesinin karnını doyurmak için mi

istediğini nasıl bilebilirsiniz?

Siz bunun hiçbir zaman FARKINDA OL-mayacaksınız,

sonuç sizi ilgilendirmeyecektir,

siz verdiğiniz armağandan dolayı

OL-acaklardan sorumlu değilsinizdir.

İç sesinize odaklanın,

önemli olan davranışınızdan dolayı

yüzünüze yansıyacak olan mutluluk tebessümüdür.

Bu hissettiğiniz duygu,

kalbinizden dışa vuran SEVGİ enerjisinin ışığıdır.

SEVGİNİN herhangi bir formdaki ifadesi olan o armağan,

AL-ana değil, VER-ene aittir.

Öyleyse bir başkasının yaşamında

bir FARK YARAT-abileceğiniz o zaman

ve mekân kavşağına yerleştirilmenize izin VER-in.

Armağanı VER-ir VER-mez,

sonuca olan bağlılığı,

hele hele suçluluk duygusunu bırakın.

Levh-i Mahfuz yüzyılında suçluluk duygusu,

insanlığa en yararsız duygudur.

Basitçe, bu duygudan kurtulmak için,

ya oluşumdaki durumu halledin

ya da kendinizi bağışlayın yani affedin.

Bu konuda YAP-abileceğiniz bir şey varsa YAP-ın,

yoksa suçluluk duygusunu BIRAK-ın.

İNSANLAR bu duygudan ARIN-amadıklarında

taşınamaz bir YÜK onları ezmeye başlar,

hastalıklar özelliklede KANSER OL-uşumunun

nedenini OL-uştururlar.

HEDİYE-lerinizi dağıtın, ARMAĞAN-larınızı sunun

ve bunları yaparken hiçbir maddi beklenti içinde OL-madan,

sonuca odaklanmadan SEVGİ, ŞEFKAT, MERHAMET

ve AŞK ile gerçekleştirin.

En büyük MUT-luluğu SEN-den istenildiğinde ÖĞRET-erek,

işitilme FIRSAT-ını YAKALA-dığında da

konuşarak yakalayacaksın.

Sadece FARKINDA OL.

KAPI-n ÇAL-ındığında mutlaka .

www.izmirliahmetkaya.com

.

BİR KİTAP HAYAL EDİN

İçinden SONSUZLUĞUN kitabı

Kur-an-ı Kerim çıkacak

www.dogumgunu.com.tr

www.kur-an.com

www.tanrinindogumgunu.com

.

Bir cevap yazın