NEFRET DUVARLARINI YÜKSELTMEYİN

.

NEFRET DUVARLARINI YÜKSELTMEYİN

Anayasa’ya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne
ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına göre;
Devletin güvenlik güçleri BARIŞÇIL gösterilere
hiçbir şekilde güç kullanarak müdahale edemez.

Barışçıl gösterilerde “DAĞILIN” uyarısı yapılması,
dağılmayan göstericilere
güç kullanılmasının mazereti olamaz.

Güç kullanılmasının haklı olduğu yerlerde ise
gerekenden fazla gücün kullanılması,
üzerinde güç kullanılan şahıs
etkisiz hale getirildikten sonra da
güç kullanarak keyfi ve fiili cezalandırma yoluna gidilmesi
hiç kuşkusuz sorumluluk gerektirir.
Sokak aralarında, hatta gündüz gözüyle
şehir meydanlarında eli sopalı kişilerin
polis memurlarının desteğiyle, teşvikiyle
veya koruması altında yaptığı katliamların
ve şiddet eylemlerinin ne kadar ağır
bir suç teşkil ettiğini ortadadır.
Devletin POLİSİNİ, kanunu ihlal eden
silahlı güçlerden ayıran,
POLİSİN güç kullanma yetkisinin
son derece sıkı kurallarla düzenlenmiş olmasıdır.

Bu kuralları yok sayarak uygulama yapan POLİSİN,
silah taşıyan sıradan bir SUÇLUDAN hiç bir farkı yoktur;
sadece devletin silahını ve yetkilerini
KÖTÜYE kullandığı için
çok daha ağır bir sorumluluğu vardır.

Yetkilerini kötüye kullanan POLİSLERİN
siyasi rant gereği korunması halinde,
gözbebeğimiz olması gereken emniyet teşkilatının
saygınlığına zarar verilir; kolluk görevlileri ile
halk arasında NEFRET duvarları yükselir,
görevini yasalara uygun ve fedakârca yerine getiren
binlerce POLİSİMİZ toplumda hiç hak etmedikleri
suçlamalara maruz kalırlar.

Polisimizin farkında olması gereken asıl konu,
elinde silahı sopası olmayan,
sadece fikirleriyle ve pankartlarıyla
barışçıl bir eylem gerçekleştirmek isteyen GENÇLİĞİN,
yakın bir gelecekte bu ülkeyi yönetecek
kadroları oluşturacak olmasıdır.

www.izmirliahmetkaya.com

 

Bir cevap yazın