BEN-ini FEDA ETMESİNİ ÖĞRENMELİSİN

  

BEN’ini FEDA ETMESİNİ ÖĞRENMELİSİN

 

Kendini dikkatli bir gözlemden geçirmeden, oluşması mümkün bir gelişim şekli mevcut değildir. Düzelmemiz için gayretimizi hangi düzeye vardırmamızın uygun olacağını bilecek hale gelmek üzere bütün tepkili eylemlerimizi gözetim altında tutmamız şarttır.

Önce bedenin, yani dünyasal rolümüzü oynamamız için kaçınılmaz olan şu aletin sağlığını sağlamak üzere fiziksel hayatı düzene koymak, maddesel ihtiyaçları en aza indirgemek; sonra izlenimlerini, heyecanlarını disipline sokmak; onlara egemen olmaya, onları moral anlamda mükemmelleşmemizin etkenleri olarak kullanmaya çalışmak;

Özellikle kendini unutmasını,

BEN’ini feda etmesini,

Her türlü bencillik duygusunu saf dışı etmesini öğrenmek gerekmektedir. Bu dünyada insan, kendisini unutturmayı ne kadar başarabiliyorsa o kadar mutlu olabilmektedir.

İnanmak ve bilmek yeterli olmamaktadır. İnancını yaşamak gerekmektedir. Yani hayatın günlük uygulamalarına, benimsemiş bulunduğumuz üstün ilkeleri nufuz ettirmek gerekmektedir. Düşünceyi ve kalbi vasıta ederek, hakikat açıklayıcılığı yapmış yüce ruhlarla, insanlığa rehberler olarak hizmet sunmuş bütün seçkin ruhlarla düşünce ve duygu birliği kurmaya, yakın dostluk içinde yaşamaya, onların görüşlerinden esinlenmeye ve görünmeyen evrenle ilişkilerimizin geliştirdiği bu özel algı yolunu kullanarak onların tesirlerini hissetmeye alışmak gerekmektedir.

Her günkü mütevazi realitesinin içinde, her insan kendisine yüce bir şuuru model edinebilmektedir. Eser ağır tempoludur ve çetindir ama onun gerçekleştirilebilmesi için bize yüzyıllarla ifade edilen bir zaman verilmiştir.

Demek ki düşüncelerimizi hayal ettiğimiz ideale doğru iradeli olarak, sık sık yoğunlaştırmamız gerekmektedir.  Her gün belli bir saatte, tercihen sabahleyin, her şeyin sakin olduğu ve etrafımızda hala uyuduğu saatlerde, dinlenmiş ve dinçleşmiş tabiatın tan kızıllığında uyandığı saatlerde onun üzerinde meditasyon yapalım. Sabah saatlerinde RUH, dua ve meditasyon vasıtasıyla hayatın, eylemlerin, düşüncelerin, yani kısaca her şeyin büyük, ve ezeli hatta sonsuz bir şeye bağlı olduğunun ve bizim, görünmeyen güçlerin bizlerle birlikte yaşadıkları ve çalıştıkları bir dünyada yaşadığımızın görülüp anlaşıldığı bu yüksekliklere kadar daha kolay bir atılım yaparak ulaşmaktadır. En sade hayatın, en mütevazı işin, en silik yaşamın bile derin yanları, bir ülkü birikimi, muhtemel güzellik kaynakları mevcuttur.

Her RUH, düşünceleri yardımıyla en büyüleyici manzaralardaki kadar parlak bir ruhsal atmosfer edinebilmekte; en önemsiz evde, en zavallı barınakta bile TANRI’ya ve SONSUZLUKLARA açılan yerler, yarıklar vardır.

 

Düşünen kişinin çevresinde, sadece ona ilham vermeye çalışan görünmez yüce ruhlar yer almaktadırlar. Onlar seninle irtibata en iyi şekilde, ancak meditasyon yapabildiğin sessiz saatlerin alaca karanlığında veya çalışma lambasının solgun ışığında geçebilmektedirler.

Hayatımıza her yerde ve daima bir başka gizli hayat karışmaktadır.

Gürültülü tartışmalardan, boş sözlerden, okunacak havai şeylerden kaçınalım. Gazete konusunda ılımlı olalım. Gazete okurken durmadan konudan konuya geçmek zihni daha da kararsızlaştırmaktadır.

Ciddi çalışmaların enderliği,

laf olsun kabilinden yapılmış araştırmaların yanlışlığı,

 yavanlığı ve özellikle de

GENÇLİĞİ ADAM EDECEK EĞİTİMCİLERİN YETERSİZLİĞİ

nedeniyle hayat bulmuş olan

bir zihinsel kansızlık çağında yaşamaktayız.

Kendimizi daha besleyici, daha özlü eserlere, hayatın derin ve hakikat yasaları konusunda bizi aydınlatabilecek ve tekamülümüzü kolaylaştıracak şeylere verelim.

LEVH-İ MAHFUZ ile buluşun.

KENDİNİZİ TANIYIN VE HAKİKAT İLE TANIŞIN.

Buluşmanızın ardından, sizde daha güçlü bir zihin ve şuur vücut bulacak ve akışkan bedenimiz yüksek ve saf bir düşüncenin yansımaları olarak ışıl ışıl aydınlanacaktır.

RUH, içine düşüncenin pek ender olarak indiği derinlikler içermektedir çünkü onu dışarıdaki binlerce nesne durmadan meşgul etmektedir. Onun yüzeyi tıpkı denizinki gibi, pek sık olarak işte bu nedenle, kıpırdayıp durmaktadır ama altta, fırtınaların ulaşamayacağı bölgeler yayılıp gitmektedir. Orada yüzeye çıkmak ve görüşmek üzere çağrımızı bekleyen gizli güçlerimiz uyumaktadır. ÇAĞRI pek ender yapılmakta ve insan yoksunluk içinde, kendisinde mevcut bulunan paha biçilmez hazinelerden habersiz bir şekilde salınıp durmaktadır.

Dışındaki eşyanın kırılganlığını ona anlatmak ve onu, kendisini arama ve gerçek ruhsal zenginliklerini anlama çabası içine sokmak için hayat sınavlarının şoku ve de üzüntülü stresli saatler gerekmektedir.

İşte bu nedenledir ki, büyük ve farkındalık yaşayan ruhlar, ıstıraplarının daha canlı oluşları nedeniyle daha soylu ve daha güzel olmaktadırlar. Kendilerini vuran her yeni mutsuzlukla onlar HAKİKATE ve mükemmelliğe biraz daha yaklaşmış oldukları izlenimi edilmektedirler ve bu düşünce ile birlikte ACI cinsel zevk benzeri bir duyguya kapılmaktadır.

Yüksek kültüre sahip zekalarda

tarlaya tohumu MUTSUZLUK ekmektedir.

Her acı, erdem ve güzellik sunan bir saban izidir.

 

Hayatımızın anamızın ölümü gibi, hararetle sarılınmış bir umudun yıkılıp gitmesi gibi, sevilen bir kadının, bir çocuğun kaybedilmesi gibi bazı saatlerinde, bizi bu dünyaya zincirleyen bağlardan birinin her kırılışında, ruhumuzun derinliklerinde gizemli bir ses, bize yerküreninkilerden daha yüce ve daha soylu binlerce yasadan söz eden haşmetli bir ses yükselmekte ve önümüzde ideal bir dünya kapısı aralamaktadır.

Ama dışarısının gürültüleri onu derhal boğmakta ve beşer varlığı hemen daima tekrar şüphelerinin, tereddütlerinin, korkularının ve hayatın tatsız tutsuz kalabalıklarının içine gömülmektedir.

 

Sabırla okuduğunuz için teşekkür ederiz.

Sevdiklerinizle sağlıklı ve uzun yaşayın.

 Bizler LEVH-İ MAHFUZ yüzyılında sizlere bu farkındalılığı yaşatmak için ;

SİZİ ÖZÜNÜZLE tanıştırmak için; 

REİKİ uyumlamalarıyla buradayız.

Ahmet Kaya

0555 310 00 70

REİKİMASTER/TEACHER

www.izmirliahmetkaya.com

www.tanrinindogumgunu.com

http://www.dogumgunu.com.tr/store/levh-i-mahfuz.html

http://www.dogumgunu.com.tr/store/

 

LEVH-İ MAHFUZ

Bir cevap yazın