PLANLANMIŞ KAZALAR, Engelli olmak

 

PLANLANMIŞ KAZALAR – Engelli olmak

Hayatta çok az şey göründüğü gibidir.

Kazalar fiziksel planda rastlantısal olaylar gibi görünürler. Küçük ve önemsiz olduklarında ŞANSSIZLIK, ciddi olduklarında ise FECİ diye etiketlenirler.

Kazaların mağdurları ise, rastgele gelecek veya bahtsızlık dağıtan umursamaz bir kainatın ellerinde acı çeker görünürler. Soğuk bir aldırmazlığa ve haksızlığa maruz kalmışlardır. Dolayısıyla kazalardan korkar ve onlar yüzünden hayatımızı karartırız.

Planlanmış kazalar. Kazaların çoğu ruhsal tekamül kazanmak, başkalarına hizmet etmek, farkındalık ve uyanış sağlamak, daha derin bir kendini idrak haline ulaşmak gibi sebeplerden dolayı DOĞUM ÖNCESİNDE planlanmaktadır.

Öte yandan, sadece kazayı deneyimleyen kişi için değil, bu insanın temas ettiği herkes için büyük bir gelişim imkanı mevcuttur. Bununla beraber tüm hayatlar birbirleriyle bağlantı halinde oldukları için de, aslında HERKESE temas edilmektedir.

YAPAMAM  lafını HENÜZ demeden asla kullanmayın.

Unutmamalısınız ki, kazalardan sonra, AĞLAMAK iyileşmeye yardımcı olur. Her ne halde olursanız olun, o insan hala sizin içinizdedir. Daha önce göründükleri gibi görünmemeleri veya daha öncesinde hareket ettikleri gibi hareket edememeleri, o insanların artık orada olmadığı ya da onları sevemeyeceğiniz anlamına gelmiyor. İnsanoğlunun adapte olabilen varlıklar olduğuna inanın. Adapte oluruz ve üstesinden geliriz.

Ruhsal bedenler bir çok sebepten dolayı kazaları planlar:

KARMA’yı dengelemek başlıca etkenlerden biridir. Eğer birisi önceki hayatlarından birinde bir başkasına ciddi biçimde zarar vermişse, ayni insanın ellerinde acı çekmek üzere, doğru zamanda doğru yerde olacağı planlar yapabilir. Çoğu zaman daha derin bir anlayışa ihtiyaç vardır.

KAZALAR İNSANLARI BAKIŞ AÇILARINI DEĞİŞTİRMEYE ZORLAR.

Bu da pek çok hayat boyunca gözden kaçırmış oldukları konularda anlayış kazanmalarını sağlar.

Ciddi kazalar geçiren ve sonrasında hayatları değişen insanların farkında olması gereken, ruhlarının yeterli olmaktan da öte bir şey olduğunu fark etmeleridir. Sahip olduğunuz bedeninizden çok daha fazlası olduğunuzu unutmamalısınız.

Kaza sonucu yakınları ciddi şekilde yaralanan ya da sakat kalan kimseler bilmelidirler ki, böyle bir durumla karşılaşmanızın altında muazzam bir ŞEFKAT, MERHAMET, SEVGİ  unsuru vardır. Bu, KOŞULSUZCA SEVEBİLME kabiliyetinize yönelik bir sınavdır.

Şu anda birisine hizmet ettiğinize göre; birilerinin de size geçmişte hizmet etmiş olabileceğini veya gelecekte böyle bir hizmet alabileceğinizi her zaman aklınızda bulundurmanız için bir SINAVDIR. Ve BAĞIŞLAYICI olmayı da hiç unutmamanız gerekir. Çünkü bazı durumlarda ortaya büyük bir ÖFKE çıkabilir:

Kazaya duyulan ÖFKE,

Kaza geçiren kişiye duyulan ÖFKE,

Bunun böyle olmaması gerekirdi diye duyulan ÖFKE.

Öfkenin ortaya çıktığı böylesi tüm durumlarda AFFETME üzerine çalışın.

KOŞULSUZ SEVEBİLME, AFFETMEK’tir.

 

Unutulmaması gereken bir konu da;

BEDENİNİZİN TAM OLMAMASI,

SİZİN TAM BİR İNSAN OLMADIĞINIZ ANLAMINA GELMEZ.

Sizin bu yaklaşımınızdan herkes faydalanacak ve gelişim gösterecektir. Sırf kendiniz, eşiniz ya da çocuklarınız değil, herkes. İyilik yapmaları için diğerlerine imkan tanımış olursunuz. Yardıma ihtiyaç duyarak kendilerini bu yeni duruma açmaları için çevrenizdekilere şans tanımış olursunuz.

Ayrıca ruhsal rehberler bizleri istenmeyen durumlara karşı korumak için zihnimize, bize sanki kendi düşüncelerimizmiş gibi gelen düşünceler yerleştirirler. Rehber ruhlarımızın her koşuldaki tek motivasyonu bizlere duydukları SEVGİ, ŞEFKAT, MERHAMET ve hizmet aşklarıdır.

Birisine karşı EMPATİ hissettiğinizde,

Bu enerjiyi dönüşüme sevk ederek onu

SEVGİ ve ŞİFA enerjisi olarak o insana göndermiş olursunuz.

 

Eğer planladığınız kaza sonucu kısmi ya da tam bir felç durumu yaşanıyorsa;

Sizin için en önemli derslerden biri İMGELEME YAPMAK olmalıdır.

Ellerini hareket ettirirken imgelemek, omurgandaki bağlantıların onarıldığını imgelemek. Zihinsel olarak bedeninizle ilgili yapmanız gereken çok şey vardır. Önceden bedenine harcadığın o enerji şimdi zihnine gidiyor ve bundan faydalanıp faydalanmamak sana kalıyor. Yolun, İNSANLARI AYDINLATMAK yönünde; bedeninin zarar görebileceğini fakat beyninin hala sağlam olduğunu onlara gösterebilirsin.

DÜŞÜNSEL ÖZGÜRLÜĞÜ DENEYİMLEMEK senin doğum öncesi döneme dayanan bir isteğindir, bunu sen planladın, unutmamalısın.

Beden vasıtasıyla burada deneyimleyebileceğin ağırlık ve fiziksel acılar olmaksızın da zihinsel-ruhsal boyutlarda öğrenebileceğiniz pek çok DERS vardır.

Yakın zamanda ciddi bir kaza geçirmiş ve bundaki anlamı yakalamaya çalışan insanlar bilmeli ki; UMUT vardır. Genellikle doktorlar çok acımasız olurlar. UMUT vardır ve insanların bunu bilmesi gerekir. Yaşanan bu fiziksel hasarın çok ötesinde bir hayat olduğunu bilmeleri gerekir.

Ruhsal bedenler başka sebepleri de göz önüne alırlar;

Bazen sadece belli bir süre felçli ya da kısmi engelli kalmak isteyebilirler. Dolayısıyla kazalar bir çıkış noktası olsun diye de planlanabilir. Bazen de kendilerine gelsinler diye onları SARSMAK içindir. Bu aslında,

BENİM AMACIM NE?

HAYATIMI BOŞA MI HARCIYORUM?

YOKSA YAPMAM GEREKENLERİ Mİ YAPIYORUM?

Gibi soruları sormak için bir fırsat olur. Bu tip olayları yaşayan insanlar bir süre sonra hayatlarına yeni bir yön verirler.

 

Bir RUH, o hayat dönemi içinde öğrenmesi gerekenleri öğrendiği ya da bunları asla öğrenemeyeceği sonucuna vardığı zaman BEDENDEN DIŞARI çıkabilir ve bu çıkış o ruhun enerjisini bedenden geri çektiği anlamına gelir. Çoğu zaman enerjinin geri çekilmesi bedenin ÖLÜMÜ ile sonuçlanır. Fakat eğer bir başka ruh yeni enkarnasyonuna bir bebek olarak değil de daha ileri bir aşamada başlamasının öğreneceği şeylere en mükemmel katkıyı sağlayacağını hissederse, o zaman bu bedene girmeyi tercih edebilir. Dolayısıyla bir takas yapılmış olur. Sonrasında ise giriş yapan ruh, sanki doğumdan itibaren o bedenin içinde yaşamış gibi orijinal ruhun bütün anılarına haiz olur. Anılar korunmuş olmasına rağmen, bazen ilişkilerde sorun yaratabilen bazı kişilik değişiklikleri ortaya çıkmaktadır. Giriş yapan bazı ruhlar, olup bitenin bilinçli olarak farkındadır, bazıları ise bu farkındalığa sahip değildir. Farkında olanların çoğu ise gülünç duruma düşme korkusuyla bu bilgiyi çevsindekilerle paylaşmaz.

 

İnsanlar kazaların başlarına neden geldiğini merek ederler ve genelde KIZARLAR. Kızgınlığın bir enerji olduğunu bilmelisiniz. Onu kendinize yöneltmeyin. Bu enerjinizi egzersiz yapmak, imgeleme yapmak ve kendinizi tekamülde daha ileriye taşımak için kullanın. Gerçek anlamda bir ruhsal gelişim böyle olur. Ve bir başarı elde ettiğinizde, çok küçük bir başarı da olsa, bunu kutlayın, NEŞELİ OLUN. Ve her gün bedeninizi ödüllendirin.

“ŞU LANET BEDEN” demeyin.

“BU HARİKULADE BEDEN,

ELİNDEN GELEN EN İYİ ŞEKİLDE BANA HİZMET EDİYOR” deyin.

Ve kendinizi hüzünlü hissetiğinizde ağlamaktan kaçınmayın. Eğer bunu bastırırsanız, duygularınız yüzeye ÖFKE olarak çıkacaktır.

Unutmayın, GÖZYAŞLARI RUHUNUZU YIKAR, PAKLAR.

 

Kendini bilmek önce bu kısa bilgileri idrak etmekle başlayacaktır.

 Bizler LEVH-İ MAHFUZ yüzyılındayız.

 Tarihin, herşeyin kolayca olmasını istediğimiz bir noktasındayız. Kolaylığa çok değer veriyoruz. Her şeyi iyileştirip düzeltecek bir HAP istiyoruz. Yaşamımızın ve çocuklarımızın yaşamının acısız geçmesini istiyoruz. Peki, yeni bir diyeti, yeni bir ilacı ya da yeni bir dini denerken gerçekte ne arıyoruz? İşler istediğimiz gibi kolayca ve mükemmel gitmeyince cesaretimizi kaybediyoruz. Meditasyon bir meydan okuma olabilir, fakat bir ağrı kesici değildir. Amacı acılarımızı gizlemek değildir. Meditasyon , acılarımızı iyileştirir.

 

HAYATINIZIN HERHANGİ BİR ALANINDA İYİLEŞME İSTİYORSANIZ VE BU ÇALIŞMAYA İSTEKLİYSENİZ, SİZ DE MUCİZELERLE KARŞILAŞACAKSINIZ.

 

Bizler LEVH-İ MAHFUZ yüzyılında

 sizlere bu farkındalılığı yaşatmak için ;

 SİZİ ÖZÜNÜZLE tanıştırmak için;

REİKİ uyumlamalarıyla buradayız.

  

 www.izmirliahmetkaya.com

www.tanrinindogumgunu.com

 Levh-i Mahfuz

 

 

 

Bir cevap yazın