BU SINAVI GEÇMEK KADERİMİZ

BU SINAVI GEÇMEK KADERİMİZ

Ruh enerjimiz şu anki gelişim evremizde bilemeyeceğimiz

daha yüksek bir otorite tarafından yaratılmıştır.

Dolayısıyla, içimizdeki bu tanrısallık parçasını bulmak için bir şahıs olarak

kim olduğumuz konusuna odaklanmalıyız.

Kişisel içgörünün önündeki tek sınırlama

kişinin kendi koyduğu sınırlamadır.

Diğer insanların spiritüel yollarının sizinle hiçbir ilgisi yoksa, bu sizin ihtiyaçlarınıza yönelik tasarımlanmış bir yolun da olmadığı anlamına gelmez.

Olduğumuz varlığa yönelik nedenler yaşamdaki başlıca bir gerçektir.bir kişinin kendisine gösterilmiş bu gerçeğin bir yönünü bulabildiği yer, bir başka kişi için aynı yer olmayacaktır.

Aslında, kendi ruhumuzla tek başınayız, yine de yalnızlık hisseden insanlar kendilerini genellikle bulamamışlardır. Ruhun kendini keşfi kendine hakim olmayla ilişkilidir. Bireysel özümüzü yakalamak aşık olmaya benzer. Içinizde uykuda yatan bir şey, yaşamınızda bir an gelir, bir uyaran tarafından uyandırılır.

Ruh ilk başta sizinle flört etmeye başlar, sizi ancak belli bir mesafeden görülebilecek keyiflerle daha ileri gitmeye kışkırtır.

Kendini keşfetmenin ilk çekiciliği, bilinçdışı zihinle bilinçli zihnin neredeyse oyun niteliği taşıyan bir temasıyla başlar. Kendi İÇ BENLİĞİMİZE tamamen sahip olma isteğinin yoğunluğu arttıkça, karşı konulmaz bir şekilde çok daha yakın bir ilişkiye doğru çekiliriz.

Ruhumuzu tanımak kişinin BENliğine sadakat duyduğu bir evlilik haline gelir.

Kendini keşfetmenin büyüleyici yönü, o sesi duyduğunda onu hemen fark etmenizdir. Bu gezegendeki herkesin kişisel bir spiritüel rehberi vardır.

Ruh rehberleri, biz açık olduğumuz sürece,

iç zihnimizle konuşurlar.

Her birimiz rehberlerimizi çağırma

ve onları dinleme yeteneğine sahibizdir.

Yaşamda rastlantı diye bir şey yoktur, ama yine de insanların rastgelelik diye algıladıkları şeyler kafalarını karıştırır. Spiritüel düzenin düşüncelerine karşı çalışan işte bu felsefedir. Bir sonraki kolay adım, yaşamlarımız üzerinde hiçbir kontrole sahip olmadığımız duygusuna kapılmak ve yaptığımız hiçbir şey bir önem taşımayacağı için amaçsız olduğumuzu düşünmek olacaktır.olayların rastgeliliğine inanmak koşullara tepkimizi olumsuz yönde etkiler ve bizi bu olayların açıklamaları hakkında düşünmekten alıkoyar.

“Bu Tanrının isteği”, hatta “Bu benim karmam

Diyerek yaşama kaderci bir bakışa sahip olmak

eylemsizliğe ve amaçsızlığa katkıda bulunur.

Hayat ergiye doğru sürekli değişim meselesidir.

Bugün yeryüzündeki yerimiz yarın farklı olabilir. Yaşamdaki bu farklı perspektiflere kendimizi adapte etmeyi öğrenmek zorundayız, çünkü buda bizim gelişimimize yönelik planın bir parçasıdır. Böyle yaptığımızda, BENLİĞİN, geçici dış kabuğun daimi ruh zihnimizde yatan şeyi maskeleme sürecini aşması söz konusu olacaktır. Insan zihnini düş kırıklığı yaşatan duygularından yukarı çıkarmak için, bir yandan hatalardan dolayı kendimizi bağışlarken diğer yandan da bilincimizi genişletmek zorundayız. Aslen bizler farkında olmasak da sonsuz bilinç sahibiyizdir. Kendimize ve yol boyunca içine düştüğümüz budalaca kötü durumlara gülmenin zihinsel sağlığımız açısından son derece önemli ve yararlı olduğunu bilmemiz gerekir.

Hayat, hepsi burada olduğumuz için yaşadığımız çelişkiler ve mücadele,

acı ve mutluluklarla doludur.

Her gün yeni bir başlangıç demektir.

Yeryüzüne gelmek kendi yurdumuzdan uzakta yabancı bir ülkeye yolculuk yapmaya benzer. Bazı şeyler size tanıdık görünür, ama çoğu şeye, özellikle de BAĞIŞLAYICI olan koşullara alışana kadar tuhaf gelecektir.

Asıl yurdumuz mutlak huzur, tam Kabul ve eksiksiz sevginin, şefkatin, merhametin ve koşulsuz aşkın olduğu bir yerdir.

Ruhlar evimizden ayrıldığımızda, artık bu güzel özelliklerin çevremizde olacağını varsayamayız.

Yeryüzünde, bir taraftan sevinç ve sevgiyi, aşkı ararken,

bir taraftan da hoşgörüsüzlük, öfke, nefret, kin ve üzüntüyle

baş etmeyi öğrenmek zorundayız.

Bu yolda, hayatta kalmak için içimizdeki iyiliği-güzelliği feda ederek ve çevremizdeki kişilere yönelik üstünlük ya da değersizlik tutumları edinerek bütünlüğümüzü kaybetmemeliyiz.

Kusurlu bir dünyada yaşamanın, kusursuzluğun gerçek anlamını

takdir etmemize yardımcı olacağını biliriz.

Bir başka yaşama yolculuğumuzdan önce

cesaret ve alçakgönüllülük isteriz.

Farkındalılığımız arttıkça varoluşumuzun kalitesi de artacaktır.

Sınanma biçimimiz de budur.

Bu sınavı geçmek kaderimizdir.

HAYATINIZIN HERHANGİ BİR ALANINDA İYİLEŞME İSTİYORSANIZ VE BU ÇALIŞMAYA İSTEKLİYSENİZ, SİZ DE MUCİZELERLE KARŞILAŞACAKSINIZ.

Bizler LEVH-İ MAHFUZ yüzyılında

sizlere bu farkındalılığı yaşatmak için ;

SİZİ ÖZÜNÜZLE tanıştırmak için;

REİKİ uyumlamalarıyla buradayız.

 

Ahmet Kaya 

REİKİMASTER/TEACHER

www.izmirliahmetkaya.com

www.tanrinindogumgunu.com

Bir cevap yazın