Bunu ancak kediciler bilir

 

BUNU ANCAK KEDİCİLER BİLİR – ÇAPKIN’IN ÖLÜMÜ

“Kediler, koşturmaktan yorulup bi de kucağına yatmıyolar mı. Tarifi olmayan bir mutluluk. Ve aynı zamanda stres. İnsanız efendim hepimiz ve sabit olarak durabileceğin vakitler sınırlı. Onun uyuyabileceği saatler sınırsız halbuki. Kalkıcaksın, tuvalete gitmen lazım, patlıycan artık, ayaklarının üzerinde sırtüstü bi post gibi uyuyan, kendinden geçmiş, dünya şekeri bi tablo var. Hadi gel de boz bu mutluluğun resmini. Kedi uyandıramamak… Bunu ancak kediciler bilir.

Hazreti Muhammed’in kedi uyandırmamak için

hırkasını kesmesini hiç basite almıyorum o yüzden.

Sempati duyan falan değil.

Bu, kedici bir insanın hareketi.

Elçi olduğu için mi bu kadar sevgi dolu,

yoksa bu kadar sevgi dolu olduğu için mi elçi seçildi…

Bence insanlık bunu iyi tahlil etmeli.

Sadece kedi değil elbet, hayvanların her cinsi sevgiyi hakediyor. Hep kedi kedi diyoruz, köpekleri harcamış olmayalım. Çocukluğuma Çapkın, gençliğime de Fıstık, damga vurmuş iki kişiliktir benim için. Fıstık konusuna girmiycem, kendimi iyi hissetmiyorum öyle yapınca. Fakat Çapkın… O en kötü günlerimde beni o kadar çok dinlemişti ki. Eşsiz bir dosttu. O günlerde hakkını ödeyemem, halam da çok dinlemiştir beni. Çalıştığı bankadan hergün arardı, konuşurduk, dertleşirdik. Çapkın’ı da bize o bulmuştu zaten.

Sirkteki atlar gibi, zıplaya zıplaya yürüyen bir köpekti Çapkın.

Gözünü alamıyorsun hayvan yürürken. Neden öyle yürüyor, nereden öğrenmiş bilinmiyor. Yürümesi ilginç, durması da öyle. Ön-ayaklarından biri mutlaka havadadır. Dört ayakla yere bastığı görülmemiştir. Ya sağ, ya sol elini kendine doğru çekerek durur mesela, sabah sana gelip beni çişe götür dediğinde. Böyle bi Terrier işte… 15 sene kadar yaşadı. En son dönemlerinde iki büklüm olmuştu. Ve daha da önemlisi en büyük sırdaşım beni tanımaz olmuştu.

Ve Ölüm…

Babamlarla yazlıktalar. Çapkın artık tuvaletini bile yardım olmadan yapamaz halde. Yük olduğunu düşündü herhalde. Almış başını gitmiş. Hayat arkadaşlarının önünde ölüp, onları üzmemek için. Bir komşu görmüş. O iki büklüm haliyle kararlı bir şekilde bi yere doğru gidiyormuş. Bir ara durmuş. Geriye dönüp eve şöyle bi bakmış. Bi süre bakmış öylece… Ve sonra yoluna devam etmiş. Canını vereceği yere doğru yol almış. Bir daha da sevenleri dahil onu gören olmamış…

“Köpekler gibi gebermelisin”

 demiş ya hani bir okumayanımız.

Vatandaşımızın gönderdiği köpekli, gebermeli mesaj, bana Çapkın’ın ölümünü hatırlattı. Bir dostumuz da yanlışlıkla mı koydun siteye o mesajı diye sormuş. Hayır efendim, yanlışlıkla değil doğrulukla yayınladım o mesajı ben. Tuhaf gelebilir fakat o mesajdan çok büyük onur duydum. Bugüne kadar gelmiş-geçmiş tüm tepkilerden onur duydum ama bu farklıydı. Köpekler gibi geber…

Ben AMİN demek için koydum onu siteye.

 Köpekler, Çapkın gibi onurlarıyla “geberiyor” çünkü. Geldikleri kadar masum gidiyorlar. Dost olma vazifelerini, bir dolu insana hep bir ağızdan

HELAL OLSUN

dedirterek ayrılıyorlar aramızdan.

İnsan cenazelerinde çoğunluk, ayıp olmasın diye helal ediyorken hakkını.

Ama köpekler öyle değil. Bin kere helal olsun diyo herkes hep birden. Tüm içtenliğinle. Ölülerini bile göstermiyolar, cenazelerinde üzülmeyelim diye.

Varını yoğunu ortaya koyarak yaşıyor ve ölüyorlar.

E, şimdi böyle mukaddes varlıklara benzetilmek bir insan için onur değildir de nedir? Hepimiz ölümlüyüz. Onun terimiyle geberimli varlıklarız.

Tanrı, her geberimliye köpek gibi alnı açık bir şekilde geberebilmeyi nasip etsin derim ben. Gerçek dostluğa, sevgiye ölümüne bağlı kalabilmeyi, hayatını insanlığa hizmete adayabilmeyi nasip etsin.

Şahsen ben bu temenniye layık olmak için elimden gelen herşeyi yapıcam.

Bir gün köpek gibi geberebilme dileklerimle…”

buRAK özDEMİR

 Sabırla okuduğunuz için teşekkür ederiz.

Sevdiklerinizle sağlıklı ve uzun yaşayın.

 

www.izmirliahmetkaya.com

www.tanrinindogumgunu.com

http://www.dogumgunu.com.tr/store/levh-i-mahfuz.html

http://www.dogumgunu.com.tr/store/

 

Bir cevap yazın